Kategoriler

BAYBURT GAZETESİ

Bayburt'un Kurtuluşu 21 Şubat Şiirleri

Bayburt'un Kurtuluşu 21 Şubat Şiirleri Bu günkü 21 Şubat Kurtuluş Yıl dönümünü Yıllar önce Dedekorkut Şölenlerine Bayburt’a gelen çok değerli büyüğümz Sayın Ahmet ÖZDEMİR’İN Bayburtun Kurtuşu yazısı ve 21 Şubat Şiirlerinden derlediğimiz şiirlerden analım. Ahmet Özdemir 21 Şubat 2018, 08:17 21 Şubat 1918 Bayburt'un Rus işgalinden ve Ermenilerin arkadan vurdukları hançerlerinden kurtuluş günü. Rasim Eyüpoğlu'nun "Bugün bir mübarek gün, Aziz Bayburt'um için / Her gönül bir alem ki, tutuşur için için" dediği gün. Şaşkunî'nin "Hasret kalmış idik topa tüfeğe, / Bayburtlum sarıldı kazma küreğe / Satıra, baltaya, bıçak, deyneğe, / Bayburtluma bayram 21 Şubat" dediği gün. Yine Bugün, Yusuf Akyüz'ün "Selâm sana Bayburtlum, tarihlerde ünün var, / Bayburt'uma ayak basan her düşmana cihan dar" dediği bir gün. 21 Şubat 1918'e Bayburt nasıl geldi? Bu sorunun yanıtını satır başlarıyla verelim: Bayburt'a kurutuluşu öncesinde yaşanan Rus işgali ilk değildi. 1828 de Osmanlılar Yunanistan'la savaşırken, Çarlık Rusya'sı, Osmanlı topraklarına saldırmışlardı. Seraskar Osman Paşa'nın Hart'ta {Aydıntepe} topladığı Türk kuvvetleri ile General Burtsov kumandasındaki Rus kuvvetlerini 31 Temmuz 1829 günü çok kanlı bir savaş Ekim 1829 da Ruslar Bayburt u terk etmişti ama, kale içi mahallesi bir daha onarılmayacak ve içinde yaşanılmayacak biçimde tahrip edilmişti. İşte Bayburtlu Zihnî gördüğü bu manzara üzerine: "Vardım ki yurdundan ayak göçürmüş Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı Camlar şikest olmuş meyler dökülmüş Sakiler meclisten çekmiş ayağı Hangi dağda bulsam ben o maralı Hangi yerde görsem çeşm-i gazali Avcılardan kaçmış ceylan misali Göçmüş dağdan dağa yoktur durağı Laleyi sümbülü gülü har almış Zevk u şavk ehlini ah u zar almış Süleyman tahtını sanki mar almış Gama tebdil olmuş ülfetin çağı Zihni dert elinden her zaman ağlar Sordum ki bağ ağlar bağ u ban ağlar Sümbüller perişan güller kan ağlar Şeyda bülbül terk edeli bu bağı" diye başlayan şiirini söylemişti. Bunun üzerinden seksenbeş yıl geçti. I.Dünya Savaşının başlarında Osmanlı bayrağı ile Karadeniz de dolaşan Alman Göben {Yavuz}ve Breslav {Midilli} zırhlıları Rus limanlarını topa tutunca, aradıkları fırsatı bulmuşlardı.1 Kasım 1914 günü Rus Ordusu Doğu sınırlarımıza saldırdı. Rusların yanında İngilizler de açıktan açığa Ermeni komitelerine destek sağlamış onları kışkırtmışlardı. Ermeniler kitlelerle halinde Rus taburlarında görev almışlardı. İçeride kalanlar da sürekli Türklere saldırıyorlardı. Bayburt Ermeni çetelerinin eline geçmişti. Bu günler, Bayburt'un en karanlık günleriydi. 16 Temmuz 1916 da işgal edildi. Halk Ruslardan ve onların işbirlikçisi Ermenilerden çok zulüm gördü. Türk askerlerinin ve Bayburt halkının düşmana karşı 2 Mart 1916 da başlayan ve 5 ay süren Şanlı Kop savunması tarihine ''İkinci Plevne Destanı''olarak geçmişti. Günümüz şairlerinden Yahya Akengin, Kopdağının tepesinde şehitlerin sesini duyar gibidir: Kopdağı'nın tepesinde bir anıt Anıtın üstünde bir Bayrak Bayrakta bir rüzgâr ılgıt ılgıt... Taşırlar ruhumuza selâmları Selâmınız ne de sıcak. Kanımızla erimişti bu dağların karı Size yeşil, size çiçek olsun Öldük ki bu milletin evlâtları, Yetim kalır ama Kalamaz özgürlükten yoksun. Asırlar akar, devirler döner Değişmez onurla yaşamanın şartı İnançsız yürekte her alev söner İnançla yenmiştik biz o kara bahtı. Kale gibi yürürdü önümüzde Gülleye, poyraza karşı Kopdağı'nda kopan mahşer günümüzde Vatan için gönlü deli Halit Paşa. Göremedik Bayburt'ta biz o baharı Size yeşil, size çiçek olsun Açılır sonsuzluğun bütün kapıları Yeter ki rûhlarda o Hilâl olsun Yüceldikçe yeryüzünde ırkımızın vakarı Kanlarımız size helâl olsun Duyarız sesinizi bazı bazı Alırız selâmınızı Kopdağı'nın tepesinde bir anıt Anıtın üstünde bir Bayrak Bayrakta bir rüzgâr ılgıt ılgıt Alnınızda hürriyetin yazısı Alnınız ne de ak Bu savunma sırasında Bayburt halkının bir bölümü Sivas,Tokat, Çorum ilerine göçmüşlerdi. Ermeni çetelerini 18 Şubat 1918 günü Bayburt'ta kalan ihtiyar ve genç çocukların, 20 Şubat 1918 gününe kadar silah zoruyla toplanıp ilçe merkezinde bulunan taş mağazalara doldurarak yakmışlardı. Ordumuzun işgalden 18 ay,dört gün sonra, 21 Şubat 1918'de Bayburt'a girmesiyle katliamın önüne geçilmiş, yakılan 380 şehidin kemikleri toplanarak, İmaret Tepesi denilen bu tepeye defnedilmişlerdi. Bayburt'un Şehit Osman'ı Bu şehitliğin içindeki abide üzerinde "20 Şubat 1918 günü Ermeni caniler tarafından taş mağazalarda yakılarak katledilen 380 şehit yatmaktadır" yazısı bulunuyor. Bugün Bayburt'ta bu acı günlere ilişkin bir çok efsane anlatılır: İşgal günlerinin birinde Şeyh Hacı Osman Efendi, Sadrü'l Şeria Hazretlerinin türbesinin önünden geçerken Rus Askerlerinin Türbe çevresine pislediklerini görür. Osman Efendi, türbeye yaklaşır ve alçak sesle Sadrü'l Şeria Hazretleri'ne "Artık sana okuyup dua etmeyeceğim. Bir kendini bile koruyamıyorsun." der. Ertesi günü işine giderken türbenin önünde Rus askerlerinin nöbet tuttuğunu görür. Nöbetçiler, mezarın çevresine pisleyen askerlerin çarpıldıklarını söyler. Bunu gören Rus komutanın mezarın başına nöbetçi koyduğu anlaşılır. Ermeniler Türkleri taş mağazalara doldurmuş kimini süngüleyip, kimini kurşunlamaktadır. Kimi de ateşe verilmiştir. Bu sırada Şeyh Ali çarşı köprüsünün üzerinde görülür. Bayburt kalesine doğru gitmektedir. Ermeni askerleri onu da süngülerler. Tam bu sırada Şeyh Ali elindeki asasını: "Ya Allah!" Diyerek yere vurur. Aniden top patlar. Şehit Osman Tepesi'nden askerlerimiz ortaya çıkar. Askerlerin sesini duyan Ermeniler kaçarlar. Şeyh Ali da ortadan kaybolur. Bayburtlu'nun kıvrak zekası, espri gücü acı günlerde bile kendini göstermiş, düşmanı, nüktenin ve mizahın iğnelemeye dönüşen sivri süngüsü ile yaralamış hıncını dili ile almıştır. Rus işgali günlerinde muhacir gitmeyi onurlarına yediremeyen iki Bayburtlu, Rus askerlerinden gizlenmek için Çoruh nehrine girmişler ve kurbağa taklidi yapmaya başlamışlar. Onları gören Rus komutan: "Siz ne yapıyorsunuz orada?" diye bağırmış. Bayburtlular, "Biz gurbağayuh" demişler. Rus Komutan "Bu kadar büyük kurbağa olur mu" diye sorunca, İki Bayburtlu: "Biz bıldırın gurbağasuyuh kumandan" demişler. Bayburtlu Müştak Emmi, Ruslara esir düşmüş. Esir kampında verilen yemeklerle doymuyormuş. Sofrada ne bulursa hepsini yiyormuş. Rus asker komutanına seslenmiş: "Kumandanım, şu adam hiç doymak bilmiyor. Nerdeyse bizi de yiyecek." Muştak Emmi, ağzındakini yuttuktan sonra şöyle seslenmiş: "Ürerrr! Ben Türkem domuz eti yeyem." Bayburt savunmasının en ateşli sırasında, Ruslar'ın attığı şarapnel parçası Faruk Emmi'nin poposunun yarısını götürmüş. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırmışlar, bu yüzden muhacir kafilelerine katılamamış, hastanede kalmış. Sorgusunu Ermeni komutan Antarik yapıyormuş: "Ne zorunuz vardı, zamanında teslim olsaydınız bu hal başınıza gelmezdi. Şimdi pişmansınız değil mi? Faruk Emmi üzerinden yorganı atarak poposunu göstermiş: "Pişman mı? Eyce bah buna. Yarısını Urus yedi, istersen yarısını da sen ye!" Hayrullah Emmi yetmiş yaşında bir ihtiyar olduğu için göç edememiş. Bir gün geçimini sağladığı berber dükkanında Rus kumandanını tıraş ederken, komşusu Yunus Efendinin oğlu içeriye girmiş: "Emmi, babamın selâmı var 3 lira borç versin,dedi" Hayrullah Emmi, önce o gün ilk tıraş ettiği Rus kumandana bakmış, sonra çocuğa dönerek: "Get ola! Görmirmisen, ben parasızlıhtan iti gırkaram, sen gelmiş benden para istirsen..." demiş. Bir zamanlar Bayburt'a sık giderdim. Dede Korkut etkinliklerine davet derlerdi. Büyük emekler verir, orada sunmak üzere bildiriler hazırlardım. Orada geçen günlerimi gezi notlarım gazetede, kitaplarımda yer alırdı. Sahiplendiğim şehirlerden biriydi. Ama yönetimler değişince unutulduk gittik. Ne diyelim siyasete beddua mı edelim? Bayburt'ta bir akşam karaladığım satırlar elime geçti. Sizle paylaşayım: "BAYBURT'TA AKŞAM İki kavram var ki, birisi ana; İçimde sevgisi bitmeyip artan. Diğeri eşdeğer tutulur ona; Duyunca adını kös gibi tan! tan! Vurur yüreğim vatan! vatan! vatan! Vatanımın burcu burcu kokusu, Dedem Korkut'un boy verdiği Bayburt. Irkımın mayası, özü, dokusu; Burada Asena, burada Bozkurt; Gönüllerde çiçek çiçek açan yurt. Mormoç'un sakası Celâli Baba, Yaşasa da aramızda olsaydı. Aşk dolusu sunardı bir maşraba. Bayburt'ta bu akşam dolunaydı, Dileklerle yüklü yıldızlar kaydı. Artık viran değil bağı otağı, Zaman Tüneli'nden Zihnî de gelsin. Görsün o ocağı, dalı yaprağı, Coş yüreğim bugün Çoruh'sun selsin; Coşkun önündeki bentleri delsin. Rasim EYÜPOĞLU, Hicrani, Hatice ALPTEKİN, Ali Kemal PARILDAR Hikmet CUMHURLU, Ahmet IŞIK, Yusuf AKYÜZ, Nevzak KARAOĞLU ŞAŞKUNİ, Fahmettin KALACOŞ, Tarık Torun, Yahya AKENGİN, İbrahim YILMAZOĞLU, Hasan HAFIZOĞLU, Numan Akkoyunlu, Mevlüt EŞGÜNOĞLU, Resul AYDIN, Ali DUMLUPINAR BAYBURT’UN KURTULUŞU Bu gün bir mübarek gün, Aziz Bayburt’um için, Her gönül bir alem ki, tutuşur için için. Umulmaz bir müjde mi? Ruhundan şehit ceddin, Yoksa mucizesi mi? imandan mamul seddin... Bir diyar var bir cennet, bir anam şu Şarkta O benim içimdeyken, bana herşey ırakta. Şarkın zümrüt sarayı benim nazlı Bayburt’um!.. Yıllarca hasretinle yabelde yanıp durdum. Seyret şu manzaayı, yolların genç yolcusu Emri geçmişten al tarihin tek kolcusu. Büyük bir asaletle salanırken bir zaman, Gün olmuş ki, ufkunu kaplamış siyah duman. Kirletmiş toprağını iğrenç moskof ayağı, Kudurmuş ermeniler bayağı mı bayağı. Çiğnenmiş mukaddesat, zulüm arşa dayanmış, Bayburdum kan ağlamış, Çoruh kana boyanmış... Emsalsiz vanşetlerle, yer yurt viarn edilmiş, Kundaklarda yavrular bırakıp gidilmiş. Kahramanlar kahbece hapislere tıkılmış, Dökülmüş gaz yağları her şey yakıp yıkılmış. Caniyana hislerle parçalanmış nice can, Şehitler gayet gamlı yasa bürünmüş Vatan.. Sahipsiz kalmış otağ, kurdun kuşun elinde, Vatan bir ümit olmuş (şeyda bülbül) dilinde. Ötüşürken başkuşlar, bozulan yuvalarda, Vatan kokusu vardı; inleyen dualarla, Fakat yetmez mi artık yetmez mi bu rezalet? Duyur asil sesini; Ey İlahi Adalet!.. Çekmez bu kadarını; yırtık bağırlı neslim, Gözbebeği Vatanı etmez emin ol teslim. Kükresinde bir seyret, şu yaralı aslanı, Onun bütün varlığı, şaha kalkan imanı!.. Öyle bir atıldı ki, düşmanın üzerine, Dünyalar girmez oldu, kan dolan özlerine. Bir nara koyverdi ki; Allah Allah diyerek, Sanki kıyamet koptu sesinden titreyerek.. Görmeliydin sen o gün arkın vefakarını, Mucizeler yarrtı, olmakta diyarını. Başaçık, yalınayak, dğlarla kucaklaştı, Açlıklı, sefaletle zulümlerle savaştı. Yurttan gavur selini tırnaklarıyla söktü, Namus için kanım erkekçesine döktü. (Gama tebdil) olmasın, kararmasın bir günün, Hudeya yalvarırız, kekrar olmasın dünün. Bas bağrına mübarek binlerce şehirdini, Gelen nesil yadetsin ibretle cehidini. Müsterih ol! Kanlarla yoğrulmuş aziz toprak Dolduracaktır tarih; namına altın yaprak. Rasim EYÜPOĞLU KURTULUŞUN KUTLU OLSUN BAYBURT’UM Adını duydukça kalbim titreşir. Sende türlü türlü hal var Bayburt’um Baharın bir türlü yazın bir türlü Kokar burcu burcu gülüm Bayburt’um Dağlarında koyun kuzu meleşir Koruğunda kartol, kelem yetişir Ovaların başaklarla süsleşir Var mı? senin gibi güzel Bayburt’um İkinci Plevne Kop Şehitleri Bayburt Müdafası (Çakmak) askeri Dokuzyüz onsekiz şubat yirmibiri Kurtuluşun kutlu olsun Bayburt’um Albayrak kalende dalgalandıkça Bu can bu bedende dayim kaldıkça Şehit şerbetini ben içmedikçe Bu can sana feda olsun Bayburt’um İsmini duyanlar geliyor aşka Vatan kutsal ama Bayburt’um başka Tarihi boyunca kutsal savaşta Sancaktarlık eden gazi Bayburt’um Hikmet bu ne haldir ne tutuşursun Bayburt aha orda, gider görürüsün Kırk senelik hasretini alırsın Nasip olurmu ki bilmem Bayburt’um. Hikmet CUMHURLU 21 ŞUBAT BAYBURT KOŞMASI Dağları var sıralanmış peş peşe, Kucak açmış birbiriyle sevişe, Hicrani’yle Celali’si kavuşa Hasret ile gönül yakan BAYBURT’un Çoruh’uyla bölünmüştür ikiye, Selâm olsun İrşadi’ye Zihni’ye, Üzerine çok söylenmiş mersiye, Gazi nişanları takan BAYBURT’un Yurt uğruna al kanını akıtan, Moskoflara, Türklüğünü tanıtan Sinesinde çok şehitler uyutan, Kalesi var yurda kalkan BAYBURT’un Ermeni Rus eylemişti istilâ Vuruşmuştu düşmanlardan kurtula. Göğsü zırhsız çelikleşmiş bir kal.2a, Burcu burcu vata kokan BAYBURT’un Yirmibir Şubat’ta düşman atıldı, Güzel Bayburt Anayurt’a katıldı. Beş paraya Ermeni Rus satıldı. Mezat pazarına çıkan BABURT’un Ali Kemal PARILDAR 21 ŞUBAT KURTULUŞ GÜNÜ 1918 Yılına kin ve nefretle bakalım O günleri kalbimize beynimize aktaralım. Gençliğimize mezalimleri bir bir anlatalım Allahuekber Allahuekber nidasıyla şuurlanalım. Atalarımız dedelerimiz çekmişler çilelerini Moskof ve ermeni’nin görmüşler hain hilelerini Taş mağazalarda yanarak vermişler canlarını Allahuekber nidasıyla gösterdiler şanlarını Ufukta beliren bir güneş doğdu top sesiyle Baltısıyla kazmasıyla yürüdü ermeni üzerine nefesiyle Yetişti şanlı Ordumuz vurdu dupçiği tüm nefesiyle Allahuekber Allahuekber nidasıyla, sesiyle. İkinci Plevne’nin kahramanlarını rahmetle anarız Kalbimize gönlümüze onları altın harlerle yazarız. Bayburt’lum can senin niçin feda ettin diye sorarız Dedi Allahuekber Allahuekber diyerek yaşarız. Kop dağından esen yeller gelirmi sümbülümüze Bayburtlum dedenin izinden yürü çık huzur düzüne. Vatan bizim can bizim çıkalım istiklal izine Allahuekber Allahuekber sesiyle uyalım hak sözüne. Ey benim güzel yurdum işte 21 Şubat Kurtuluş günü Hepimiz candan sevinçli umutlu olmanı düğünü Bugün moskof ve ermeni ölüm yıldönümü Allahuekber Allahuekber diyerek şereflendirelim şu günü. Ahmet IŞIK 21 ŞUBAT Doküzyüz onaltı, onaltı temmuz, İşgale başladı Moskof’u Rus’u, Ermeni denilen Rus’tan soysuz Bayburt’uma bayram 21 Şubat Hasret kalmış idik topa tüfeğe, Bayburt’lum sarıldı kazma küreğe, Sa’tıra baltaya bıcak değneğe, Bayburt’luma bayram 21 ŞUBAT Ibıklar çırparlar irfani beyler, Haşimler piriler mahraman erler, Kol verdi can aldı sultan neneler, Bayburt’luma bayram 21 Şubat. Dokuzyüz on sekiz oldu senemiz, Kurşunlara hedef oldu sinemiz, Hamd olsun Allah’a bitti çilemiz, Bayburt’luma bayram 21 Şubat. Ondokuz Şubatta kaçtı düşmanlar, Yirmi-Yirmibir’de oldu bayramlar, Yurtlarına dönsün macir olanlar, Bayburt’luma bayram 21 Şubat. Şaşkuni unutmaz kahramanları, Cennet-i alada var makamları, Vurdu geberttiler piş düşmanları, Bayburt’luma bayram 21 Şubat. Nevzak KARAOĞLU ŞAŞKUNİ 21 ŞUBAT Selam sana Bayburt’lum, tarihlerde ünün var, Bayburt’uma ayak basan her düşmana cihan dar. Senin için bugün de güneş bir başka doğar, Bayburtlumun öfkesi bütün dünyayı boğar. Bunu bilmedi moskof, bunu bilmedi dünya, Ermeni ile birleşti, bütün savaş boyunca. Sahipsiz zannederek, yurdumuza girdiler, Bu saltanat hep böyle, sürecek zannetiler. Taşhanın acısını, unutmadık biz elbet, Bütün dünya görmedi, böyle büyük bir vahşet. Ne büyük ızdıraptı Yarab, ne büyük acıydı bu, Yaşlı, genç, ihtiyar, çoçuklar yanıyordu. Ey kahpe moskof dölü, ey satılmış ermeni, Daha önce bu milletin, yemedin mi sillesini. Tarihlere bir bakın, Türktür en büyük millet, Yıllarca hür yaşadı, yakışmaz hiç esaret. Duduzardan gürledi, o gün ilahi bir ses, Bayburtlum kendine geldi, titredi nefes nefes. Destanlar yazdı yine, yalnız Türklere mahsus, Gün Yirmibir Şubat, yıl bindokuzyüzonsekiz. Yusuf AKYÜZ Kaleardı İlkokulu Müd. 21 ŞUBAT Soğuk yakıyordu ateşe inat Sene on sekiz ay ise Şubat Zulüm yükselmişti semaya kat kat Mezalim Ermeni’nin kanlı dünüdür Bu gün Bayburtlumun gurur günüdür. İnsafa gelmedi kâfir alçağı Yıktı viran etti yaktı ocağı Alamadı yiğitlerden sancağı Mezalim Ermeni’nin kanlı dünüdür Bu gün Bayburtlumun gurur günüdür. Annenin karnında yavruyu vurdu Çoruh günlerce kan akıp durdu Gençten yaşlıdan bir ordu kurdu Mezalim Ermeni’nin kanlı dünüdür Bu gün Bayburtlumun gurur günüdür. Hesap sorulmaz mı elbet namertten Haber ver Bayburtlum yiğitten mertten Zalimi çıkarttın bu güzel yurttan Mezalim Ermeni’nin kanlı dünüdür Bu gün Bayburtlumun gurur günüdür. Fahmettin KALACOŞ YİRMİ BİR ŞUBAT GÜNÜ ALLAH! DEDİ BAYBURT'LUM Ağladı deli Çoruh bir vadinin içinde Kop Dağı etekleri Çanakkale izinde Haykırdı Halit Paşa şüheda sözleriyle Bir imanın ateşi yanınca gözleriyle Yirmi bir şubat günü Allah dedi Bayburt'lum Özgürlük meşalesi yakınca güzel yurtlum Duduzar sırtlarından fırladı yurtlarından Allah dedi Bayburt'lum doğdu umutlarından. Doğunca nurlu güneş kızıl fırtına durdu Mor dağların üstüne Allah nidası vurdu Yirmi bir şubat günü unutma sakın dünü Şimdi özgürlük günü başlar onun düğünü Ay yıldız asılınca kalenin burçlarına Bir ihtişam büründü şehrin yamaçlarına Çoruh huzur içinde yayılarak ovaya Bir şükrün edasıyla başlanıldı duaya Allah dedi Bayburt'um yirmi bir şubat günü Moskof'u def ederek dünyayı sardı ünü Yırttı karakışları baharı müjdeledi Dede Korkut torunu bozkırı gül eyledi Akıttı al kanını yoğurdu toprağını Dikti kale burcuna ay yıldız bayrağını Hulusi bir kalp ile Allah dedi Bayburt'lum Özgürlük ateşiyle dünden daha umutlum Hafız Osman diliyle geldi dile şüheda Yetişti tüm melekler Allah diyen imdada Bin yıllık Oğuz yurdu terk edilmez düşmana Dağlar olsa dayanmaz böyle güçlü imana Bütün minarelerden Allah dedi Bayburt'lum Yirmi bir şubat günü hür oldu şanlı yurtlum İstiklalin bedeli on binlerin kanıysa Aşk ile koştu Kop'a göz diken düşmanıysa Ermeniyle Moskofu durdurdu imanıyla Bir kurtuluş bestesi yazınca fermanıyla Yirmi bir şubat günü unutma sakın dünü Allah dedi Bayburt'lum başlar onun düğünü... Tarık Torun BİR ŞEHİTTEN GELEN SES Kopdağı’nın tepesinde bir anıt Anıtın üstünde Bayrak Bayrakta bir rüzgar ılgıt ılgıt... Taşırlar ruhumuza selamları Selamınız ne de sıcak.. Kanımızla erimişti bu dağların karı Size yeşil, size çiçek olsun.. Öldük ki bu milletin evlatları, Yetim kalır ama Kalamaz özgürlükten yoksun.. Asırlar akar, devirler döner Değişmez onurla yaşmanın şartı İnançsız yürekte her alev söner İnançla yenmiştik, biz o kar bahtı.. Kale gibi yürürdü önümüzde Gülleye, poyraza, kışa Kopdağında kopan mahşer günümüzde Vatan içi deli Halit Paşa.. Göremedik Bayburt’ta biz o baharı Size yeşil, size çiçek olsun.. Açılır sonsuzluğun bütün kapıları Yeter ki ruhlarda o Hilal olsun. Yüceldikçe yeryüzünde ırkımızın vakarı, Kanlarımı size helal olsun.. Duyarız sesini bazı bazı Alırız selamınızı.. Kopdağı’nın tepesinde bir anıt Anıtın üstünde Bayrak Bayrakta bir rüzgar ılgıt ılgıt.. Alnınızda hürriyetin yazısı Alnınız ne de ak... Yahya AKENGİN MEZALİM Yirmi bir Şubat içimizde yanan kor alev O yılların acısını nenelerimizden dedelerimizden dinlerdik. Yaşlı gözleri ağlamaklı buğulu bir sesle Ah... Çekerek başlardılar Anlatmaya ! Yine hüzün Yine hasret vardı bugün. Bir tarafda yaşanan acı ızdıraplı gün Bir tarafda kurtuluş övgün. 21 Şubattır Bayburt'a Bayburtluya düğün. Hüzünle beraber kar boran dağların Ciğerleri kanıyor geride kalan sağların Sarılmaz ateşte yanan yaraların Çekilmiş üzerine Bayburt’um Gam kasvet yorganın. Taşhanlar'da canlı canlı yandı canlarımız Analarım,bacılarım,babalarım,gardaşlarım İffet uğruna vatan uğruna dökülür kanlarımız. Şehitliktir mertebem Var olsun toprağımız. Kaledeki surların dimdik ayakta, Geçmişten geleceğe her şeye şahittir . Göğüs gerdik süngülere ölüm bize uzakta Bizde ölüm yok adımız şehit oğlu şehittir Bir daha yaşatmasın bu acı günleri ALLAH’ım. Kurulsun Bezm-i vahdet şen olsun Otağım. Kalede asılı kalsın asırlarca ay yıldızlı sancağım. H.A.KILIÇ. (2021) 21 ŞUBAT Yıl 1918 Şubat Şubat Yirmibir Bir iç çöküntünün Bir bozgunun izleri Acımasızca görünüyor Dükkanlar kapalı Halk perişan, umutsuz ve aç Toprak inatla görevi yapmıyor Düşman çizmenin altında Herkes tek amaç... Henüz görülmemiş ufukta Bir ışıl, bir umut Ve Ermeni kol geziyor Sokaklarda Emperyalistlerden aldığı emirlerle Saldırıya geçiyor Müslüman Türk’e karşı Tek vücut Katliam başlıyor Genç çocuk ihtiyar Kadın kız kızan demeden Sokak aralarında.. Taşhanda Yakıyor öldürülüyor. İnsanlar acımasızca Şimdi Ermeni katliamı deniliyor Geçmişi unutarak Yalnız hırsız misali öldürdükleri Binlerce müslüman Türk’ü Unutarak.... Kurtuluş diyoruz Yirmibir Şubat gününe Unutmamak için Canlı tutmak istiyorum. Mezalimi Yeni nesiller tanısın diye. Acımasız düşmanını İbrahim YILMAZOĞLU 21 ŞUBAT Yirmibir Şubatı iyi düşünsek Bayburtlunun nabzı atar burada Şehitler harmanın Kop’ta geçerek Bayburtlunun nabzı atar burada Lanet olsun Türkü Türk’e vurana Gidipte gelmesin böyle bir sene Canlı tarihlere varıp sorsana Bayburtlunun nabzı atar burada Erzurum düşünce hedef Bayburt’tu Moskofun gönlünde yanan bu yurttu Türkistan taburu silah doğrulttu Bayburtlunun nabzı atar burada Kazak,Tatar,Türkmen hepsi yürüdü Kop dağı İspiri duman bürüdü Fevzi Paşa orada karargah kurdu Bayburtlunun nabzı atar burada Kafir o gün Türkü Türk’e boğdurdu Üstümüze nice gülle yağdırdı Dağ dereler Allah Allah bağırdı Bayburtlunun nabzı atar burada Genç kalmadı köyde kentte vardılar Yurdu için canlar başlar verdiler Hep şehitlik rütbesine erdiler Bayburtlunun nabzı atar burada Gelince cepheden çatlama sesi Gelin kız ihtiyar tuttular yası Yollara düştüler dede ninesi Bayburtlunun nabzı atar burada Göz yaşı süzerek paşa parından Eli dizi tutan göçtü yurdundan Eli kanlı düşman gelir ardından Bayburtlunun nabzı atar burada Boşandı köyleri kaldı ev barkı Gazi, Şehit oldu gençleri halkı O gün bozuldu Bayburdun çarkı Bayburtlunun nabzı atar burada Yol kenarlarında bebek hastalar Gelin kız perişan hepsi yastalar Peş peşe dizilmiş nice postalar Bayburtlunun nabzı atar burada Kimsesiz garipler esir kaldılar Köyü kenti kafir hep topladılar Nice müslümanı yaraladılar Bayburtlunun nabzı atar burada Yavrusun kaybetmiş ağlar analar Perişan insanla dolu hep yollar Nişanlısı şehit buruk sunalar Bayburtlunun nabzı atar burada Yazmakla bitmiyor işte o günü 21 Şubat’ta Kurtuluş günü Hakkın yardımıyla yine bu günü Bayburtlunun nabzı atar burada Yine bir destan ki Bayburt İline Hafızoğlu meftun açan gülüne Kurbanlar olurum Akşar Beldene Bayburtlunun nabzı atar burada Hasan HAFIZOĞLU HİCRANİ’DEN 21 ŞUBAT Yirmibir Şubat’ta doğdu bir güneş Unutulmaz gün o gürdür vatandaş Yurdumuz kuuşandı al yeşil kumaş Unutulmaz gün o gürdür vatandaş Kara bulutlardan hilalin hızı Çıkınca silindi düşmanın izi Bu güne besledi analar bizi Unutulmaz gün o gürdür vatandaş Dağların burcunda parlayan sular Allah Allah diye deryaya dalar Ses verir düşmana çiğnen yollar Unutulmaz gün o gürdür vatandaş Bayburt’tun pis Arşak meydana çıktı. Canlar telef etti binalar yıktı Atam intikamı bize bıraktı Unutulmaz gün o gürdür vatandaş Kale’nin burcunda kara bayrağı Mehmetçik kopar at pis oyuncağı Al bayrak süslesin köşe bucağı Unutulmaz gün o gürdür vatandaş Şair Hicrani’yim gördüm o günü Vatan artık çıkar gam giydiğini Kahraman ordunun şanlı düğünü Unutulmaz gün o gürdür vatandaş HİCRANİ BAYBURDUN KURTULUŞU Ne günlerdii ulu Tanrım merhametsiz bir düşman Akıtıyor zalim eli yurdumda sel gibi kan Nasıl olmuş anlamadım dünkü köle efendi Düşman saygısız bir sürü koca asrın bin fendi Yerden gökten merhametsiz ölüm sağardı bize Aciz kalıp koca millet gelsin diye tek dize Silahı yok ekmeği yok evlat kalmamış elde Yanıyordu asırlarca mamur olan bu belde Kurtaracak kuvvet var mı diye düşman gülüyor Her şehitle ümidimiz biraz daha ölüyor Evladı yok tümü kalmış yemende kafkaslarda Kimi yanmış kum çölünde kimi boğulmuş karda Her doğan gün habercisi matemlerin yasların Eriyordu kan selinde örtüsü beyaz karın Nice masum diri diri taşhanlarda yanıyor Göğe bakıp ulu Tanrım kaderim bumu diyor Her harabe köşesinde ağlayan inleyenin Feryadına aldıran yok her dudakta bir enin Hala bizde anlatılır kör kuyuda kırk kız var Atlamışlar birer birer hala analar ağlar Duyan ağlar yazan ağlar ağıtları düzen ağlar Gönlü yaslı gözlerinden yaş yerine kan damlar Nice nice öykü var ki biri birine benzer Yıllar geçti de sönmedi yüreklerde bu keder Bir top sesi tan atarken dedik allahuekber Bir top sesi Bayburduma müjdeliyordu zafer Hatice ALPTEKİN BAYBURTUN KURTULUŞU Bizlerin içinde yaşanan dün kü Yesi hatırlatır, yirmi bir şubat Kurtuluş gününü severiz çünkü Rus’u hatırlatır yirmi bir şubat Bin dokuz yüz on sekiz gitti ecel Unutmaz acını Bayburtlu güncel Üşüşen canavar şükür müeccel Yası hatırlatır yirmi bir şubat Yıkılınca Çarlık restini çeken Ermeni zulmünü yerine eken Kara bulut gibi Bayburt’a çöken Pusu hatırlatır yirmi bir şubat Mezalim Ermeni hepten zillette Bayburt’un düştüğü elim illette İçin için yanan dertli millette Susu hatırlatır yirmi bir şubat Yıkılmış ocağı duman tüllerde Rezalet diz boyu bizim illerde Istırap içinde suskun dillerde Küsü hatırlatır yirmi bir şubat Kahpenin giderken verdiği ziyan Feryat figan çekti haberi duyan Malı mülkü köyü insafsız soyan Pisi hatırlatır yirmi bir şubat Vehip Paşa’mızın uzandı eli İmdada yetişip çekti gazeli Bayburt’tan zalimi atan güzeli Hası hatırlatır yirmi bir şubat 21 Şubat 2013 Numan Akkoyunlu BAYBURT'UN KURTULUŞU Şehitler diiyarı, tarihi müze, Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt. Ermeni'yi Rus'u getirdi dize, Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt. Kahramanlar bugün kalktı ayağa, Haykırdılar birden ovaya, dağa, Kurtuluş mührünü vurdular çağa, Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt. Kop Dağı , Soğanlı gelince dile, O zaman yiğitler verdi el ele. Ocakta kaynardı sadece çile, Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt. Rus ordusu yollarını bağladı, Ermeniler yaktı, yürek dağladı. Çoruh Nehri feryat edip ağladı, Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt. Şehit Osman unutmadı hiç dünü: Bayburtlunun yakıldığı o günü. Mahşer idi Saat Kule'nin önü, Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt. Aslan Dağı Duduzara ses verdi, Ordumuz gururla şehire girdi. Kale ayağına gönlünü serdi, Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt. Kardı, fırtınaydı, soğuk, ayazdı, İnsanım bu yerde destanlar yazdı. Rus'un, Ermeni'nin mezarın kazdı. Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt. Şair Zihni, Dede Korkut diyarı. Eyledi Hicrani, Celali zarı. Dile gelir bugün türküsü, barı, Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt. Ey gencim unutma sakın atanı! Toprağın altında sessiz yatanı. Kanla kurtardılar kutlu vatanı, Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt. Eşgünoğlu, ateş düşer serime. Çok zulüm edildi kadın, erime. Allah rahmet etsin şehitlerime, Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt. Mevlüt EŞGÜNOĞLU BAYBURTUN KURTULUŞU Düşmandan kurtulduk yirmi bir şubatta, Mevla’m göstermesin o günleri bir daha Kurtuluşu kutlarız senenin bu ayında, Kurtuluş Bayramımız kutlu olsun Millet olarak çok acılar çektik. Vatanımızı namusumuz bildik. Yirmi bir şubatı gün olarak bayram seçtik. Kurtuluş Bayramımız kutlu olsun Bayburt’tur doğduğum memleket, Layıktır her şeye bu aziz millet, Daima baki kalacaktır bu devlet, Kurtuluş Bayramımız kutlu olsun Nice canlar gitti bu toprağa, İhanet edilmesin o yüce bayrağa, Mehmetçik feda oldu sancağa, Kurtuluş Bayramımız kutlu olsun Atalarımız bu vatanı bize emanet etti, Canlarını verip şehit olarak gitti, Allaha şükürler olsun o günler bitti. Kurtuluş Bayramımız kutlu olsun Resul AYDIN 21 ŞUBAT Tarihlere yazmışsın, canınla bu şanlı cengi, Kalenin burçlarına serpilmiş, kanının al rengi. Genç Osmanın şu Cihanda yoktur kahraman dengi, ... Kutlu olsun Bayburt'um, Yirmi bir Şubat Bayramın, ... Kutlu olsun Bayburt'um, Senin şanlı kahramanlığın. Çoruh'un akışından ,buldun hürriyet yolunu. Taşhanlarda yanıpta, onur doldurdun ruhunu. Kim verirki düşmana, bu aziz Bayburt'unu! ….Kutlu olsun Bayburt'um, Yirmi bir Şubat Bayramın, ….Kutlu olsun Bayburt'um, Kanla yıkanan toprağın. Top sesleri karışmış, "Allah, Allah" nidasıyla, Toprakla su dirilmiş, atalarımın canıyla. Bize emanettir şimdi, buralar her karışıyla, ... Kutlu olsun Bayburt'um, Yirmi bir Şubat Bayramın, ... Kutlu olsun Bayburt'um, Tarih yoluna akışın. Duduzar'ın Kaleden, alıyor zaferin feyzini, Kahpe düşmana dar etmişsin ata yerini. Şair Zihni uzatta öpeyim kutsal elini, …Kutlu olsun Bayburt'um, Yirmi bir Şubat Bayramın, …Kutlu olsun Bayburt'um, Gök semaya haykırışın. İyi bil kutladığın Bayramın yüce değerini, Altın harflerle yazdılar, Kurtuluş Zaferini. İyi bil kutladığın emanetin kıymetini, ….Kutlu olsun Bayburt'um, Yirmi bir Şubat Bayramın, ….Kutlu olsun Bayburt'um, Gardaş olan haklı namın. Ali Dumlupınar 21 Şubat Derken Yirmibir’de şubat bize Kurtuluşa gün verirken... Gün kut oldu cümlemize Başlar göğe dek ererken... Fidanların genç tazesi Bayburt Çoruh müfrezesi Plevne’nin ahizesi Kop’ta çetin hat gererken... Muhacirlik kader kısmet Canlar cankeş, cana hasret Kaymakamım şehit Nusret Hal çareyi tam sererken... Halit paşa gelse dile Fevzi Çakmak paşa ile Seve, seve; öle, öle Yürekler bir, gönül birken... Yükselirken Kenantepe Bahıtlı da bir debdebe Nice şeref şana gebe Şehit, gazi; gül dererken... Sadık teba denen illet Rusla birlik zulüm, zillet Soysuzluktan alçak millet Meydanları boş görürken... Bir vayvele acı şivan Çavuşoğlu kana revan Taş mağaza en son tavan Arşak iti ip kırarken... Tarihten al, al telin’i Sor Haydar bey otelini Unutma ha! katilini Bayburtlu’luk sende varken... Hamdulillah bu yurtluyuz Hem Pulur’lu, hem Hart’lıyız Baş eğmedik Bayburtluyuz Yiğitlik bu kanda kâr’ken... Vehip paşa peşte ordu Dörtbir köşe dedi sordu Çevreyleyip tüm Bayburdu Mezalime; son verirken... Agâh olduk agâh yola Gemler vurduk bülbül dile Aht eyledik sökmez hile Gözümüzde yaş kururken. ............ Agahi - Dursun Bayrak
Yorumlar