BAYBURTLU ŞAİRLERDEN EYLÜL ŞİİRLERİ
Nahit İMAÇ
BAYBURTLU ŞAİRLERDEN EYLÜL ŞİİRİ
Mevsimlerden sonbahar aylardan Eylül içinde yaşarken birçok duygu ve etkinlik de hep içinde olur.
Mevsimlerin özelliklerine göre olsun, ayların her biri için farklı şiirler yazılır kimi bulunduğu ayların o bölgenin ya da ilin tarihi, turistik veya özel günlerini anlatan önemli şiirler yazılır. Oysa şairler en çok iki ay için daha çok şiir yazarlar.
Bunlardan biri Temmuz diğeri ise Eylül ayıdır. Nasıl ki İstanbul’a şiir yazmayan şairliğini pekiştirmezse bence Eylül’e şiir yazmayan şairde kendini pekiştirmemiştir. Şiirler üzerinde bunlar hakkında incelersek hemen bütün şairlerin birçoğunun eylül şiirine rastlamak mümkündür. Edebiyatımıza ve şairlerimize ilham olmuş en güzel aydır Eylül. Nazım Hikmet RAN, Cemal SÜREYYA, Ataol BERHAMOĞLU, Hilmi YAVUZ, Atilla İLHAN, Ümit Yaşat OĞUZCAN ve daha nice bir çok şaire ait eylül şiirleri yazmışlardır.
eylül! daha çocukluğumdan
beri size bakardım ben
bir yazın azalmakta olan
sözcüklerinden nasıl da
ansızın sökülürdünüz
bahçelerle ve kül
dolardı içim… Eylül!
Hilmi YAVUZ
Sevgilim, işte eylül
Ve işte senin usul usul seğiren yüzün.
Zaman ki sonsuzdur
Bitmemiş şiirler gibidir.
İlhan BERK
Eylül sabahının serinliğini
Yaprakların serinliğini
Ciğerlerime dolduruyorum
Sessizlik ve serinlik
Birleşiyor
Yıkanmış güvercinler
Ve çok uzakta bir tren sesi
Ataol BERHAMOĞLU
İlk defa 1900-1901 yılları arasında Servet-i Fünun dergisinde tefrika edilen Eylül'ün kitap halinde ilk baskısı 1901 yılında yapılmıştır. Rauf'un en önemli eseri olan Eylül; zamanının ilk psikolojik romanı olarak kabul edilir. Günümüzde de yine Eylül ile ilgili kitaplar yayınlanmış olup, Bayburtlu Yazar Şair mahir ADIBEŞ’e ait iki kitap bulunmaktadır. “Eylül Dönüşü Manzumeler “ve “Eylül’de Soldu Bu Çiçekler” adlı eserleri ve şiiri;
Eylül akşamları
Yine güneş solgun
Mor bulutlar sarmış dağların başını
Ufukta ışıklar eriyor pembe tüller
Ve kuşlar yorgun
Karanlık doluyor avuçlarıma
Ellerimde sevdan kalan tek hatıran
Yalnızlık ve biz
Mazide kalan iz
Eylül akşamları
Yine hüzün var
Birkaç kuru yaprak dallarda asılı
Güneşi kuşlar karşılar
Dudaklarımda ismin
Seni çağırdım uzaklardan
Yanımda sensin bana sarılan
Gözlerinde yaş
Sağanak başlar yavaş yavaş
Mahir ADIBEŞ
Bayburtlu birçok şairimizin eylül konulu şiirleri bulunmaktadır bir kaçından örnekler verelim, çünkü Eylül hazanın sonu, yaprak dökümü, bütün düşünce ve hayalin birleştiği bir ay,
Şimdi herkes Eylül!
Biraz hüzünlü, biraz mahsun.
Gam, keder yanaşır sessizce, kurur gül.
Bir ayrılık telaşı düşer gönüllere,
Sanki göçler biraz daha ölümcül!
Solmuştur her yanımız güzel, güzel.
Şimdi içimize oturur
Geçmişteki ezel.
Ha tohumdan ayrılmaktır, ha topraktan,
İkiside oluyor gazel! Ali DUMLUPINAR
ve diğer bir değerli ressam ve şair eylül’ü estiriyor
İlke düşüşle bağdaştırır seni eylül
düşer ya sarı yaprakların en hafif rüzgârlarda
düşer ya omuzların
yenilgilere terkedilişlere...
ben başkaldırıyla
bağdaştırırım seni
her nedense
eylül
kalkmak için düşmek
diyelim
biz bu dönümcül gidişe...
hüznün ve ayrılığın ve yalnız kalışların yüküyle
eğik tuttuğun başın
aniden kalkabilir
belki
ve çekip koparabilirsin güneşin kara perdesini
gönül dilinle
önündeki gri günleri savurup renklerinle
bir anda
yeşillere bölenebilirsin
gürül çavlanlarda,
kimbilir
sen bile eylül Nuran Güler
diğer şairimiz için de
EYLÜL
Mevsimler gelip geçse hep kalsa eylül
Çiçekler solup gitse hiç solamasa gül
Çekip gitsin bahar yazı kışı ömrün
Hep sonbaharda mahsun olsa gönül
Asım KAHVECİ
yine hem “Temmuz Dağlarında Baharı Beklerim” şiiriyle seslenirke Şair Yahya AKENGİN bu defa hatıralarını “Eylül Kuşatması” şiiriyle dile getirdi;
Eylül Kuşatması
Ben hatırlarım hep, hatırlamalı insan
Renklerin ilk rengini, rüzgarların ilk uğultusunu
Daima bir tutam eylül çıkar geçmiş zamanlardan
Sarışın bir hüzünle gülümser eylüllerin sonu
Dalıp aynalarda saçların kırlarına ve anlar,
İnsan neler derlediğini ömrün yollarından
Şu telinde bir sevda baharının şavkı var
Şu çizgide bir eski yaz gecesi uzar
Girip delice tutkularla kolkola
Yürüse de isyan vadilerinde günahlarla
Yine de susturulmuş bir yanı vardır kalbin
Bahtımız okunur çehresinde bütün eylüllerin
Ben hatırlarım hep, hatırlamalı insan
Yardan ayrılışların yürekte yeşerttiği duaları
Öyle başladığını ölümsüz efsanelerin
İliklere kadar işler hatırası mevsimlerin
Lakin eylüllerinki biraz daha derin
Yahya Akengin
Şiirin vazgeçilmez şairlerinden Ahmet AKKOYUN’da sevgi ve hasret, ayrılık vardı şiirinde
O gün
Hani o eylülde veda ederken
Başımı önüme eğmiştim o gün
Bizim ayrılmamız imkânsız derken
Başımı önüme eğmiştim o gün
Son kez ellerine değmiştim o gün
Yağmur ikimize yağar gibiydi
Dünya cebimize sığar gibiydi
Hangi sebep seni boğar gibiydi
Başımı önüme eğmiştim o gün
Son kez ellerine değmiştim o gün
Dinlerken yapraklar dökülüyordu
Ellerin elimden çekiliyordu
Yüreğim yerinden sökülüyordu
Başımı önüme eğmiştim o gün
Son kez ellerine değmiştim o gün
Bütün ümitlerin nefesi soldu
Gözlerim mazinin içinde kaldı
Başımı önüme eğmiştim o gün
Son kez ellerine değmiştim o gün
(Makberî - Ahmet Akkoyun)
Yine başka bir şairimiz de Eylül Sabahlarını dile getirdi;
Her Eylül Sabahları
İçime hüzün çöker her eylül sabahları,
Kararan gece gibi kuşanır siyahları,
Melankoli ordusu gösterir silahları
Gözlerimin nemleri dilimin eyvahları
Beni benden alır mı her eylül sabahları
Dolanan diyar diyar gözlerinde kehribar
Ay vakti bakışlarla uzayan leyl-ü Nehar
Hazan olgunluk sunar som altından sonbahar
Göçmen kuş kanadında geliyor deli rüzgâr,
Her eylül sabahları hazan denilen diyar.
Tarık Torun
Ve bir eylül bekleyişi;
Eylülü Bekliyorum
Eylülü bekliyorum çünkü sen geleceksin
Rengi solgun dünyama yedi renk vereceksin
Sürüklemiş olsan da bir bilinmez meçhule
Bilmiyorum nedendir neden her yrde sensin
Aşkının girdabında battıkça batıyorum
Görmedin ki halimi nereden bileceksin
Heyecanlar içinde Eylülü bekliyorum
Eylülü bekliyorum çünkü sen geleceksin.
Miyaser Gülşen
Artık hazan oldu
Eylülün Hazanı
Eylülün Hazanı; Ne Soğuk Yüzün
Solan Yapraklarda Sararır Mevsim…
Mecbur Musun Böyle Dolarsın Hüzün?
Düşersin Toprağa Kararır Mevsim…
Numan Akkoyun
EYLÜL'CE
Bilirim sebebini; sormam ki neyin nesi
Bilmeyen zanneder ki, kuşlar izinli bugün...
Bir başka gür çıkıyor deli rüzgârın sesi
Ağaçlar müteessir, dallar hüzünlü bugün.
Gözleri yaş dolsa da bir hicrân şarkısından
Yaprakların kulağı "gel" diyecek sedâda
Sararmış çehreleri ölümün korkusundan
Akleden insan için ibret var her vedâda.
Yine mevsim o mevsim; aylardan Eylül ayı
Ne kelebekten iz var, ne bal yapan arıdan
Uygun bir in ararken kış uykusunda ayı
Ekin vakti yan yatan ümit kesmiş darıdan.
Kim bilir kaç Eylül'e tanık oldu bu gözler
Yaş aldıkça artmakta efkârlı zârın hârı
Kalbimden geçenleri dil tarifte tökezler
Bu sonbahar ömrümün belki de son baharı...
Mecit AKTÜRK
BİTMEYEN MATEM EYLÜL
Ölüm dökülür saçaklarından
Her dalda asılı onca can
Yana bildiğin kadar yan
Büyük bir yangın ve kül
Bitmeyen matemimizdir eylül
Düşerken tozlu yollara
Dönüp bir daha bakmayız aynalara
Biter bir ömürlük alkışımız
Önümüze düşer başımız
Dağlar da ağlar, denizler kadar
Gözyaşı
Yıkar ha yıkar
Hayrettin YAZICI
BAYBURTLU ŞAİRLERDEN EYLÜL ŞİİRİ
Mevsimlerden sonbahar aylardan Eylül içinde yaşarken birçok duygu ve etkinlik de hep içinde olur.
Mevsimlerin özelliklerine göre olsun, ayların her biri için farklı şiirler yazılır kimi bulunduğu ayların o bölgenin ya da ilin tarihi, turistik veya özel günlerini anlatan önemli şiirler yazılır. Oysa şairler en çok iki ay için daha çok şiir yazarlar.
Bunlardan biri Temmuz diğeri ise Eylül ayıdır. Nasıl ki İstanbul’a şiir yazmayan şairliğini pekiştirmezse bence Eylül’e şiir yazmayan şairde kendini pekiştirmemiştir. Şiirler üzerinde bunlar hakkında incelersek hemen bütün şairlerin birçoğunun eylül şiirine rastlamak mümkündür. Edebiyatımıza ve şairlerimize ilham olmuş en güzel aydır Eylül. Nazım Hikmet RAN, Cemal SÜREYYA, Ataol BERHAMOĞLU, Hilmi YAVUZ, Atilla İLHAN, Ümit Yaşat OĞUZCAN ve daha nice bir çok şaire ait eylül şiirleri yazmışlardır.
eylül! daha çocukluğumdan
beri size bakardım ben
bir yazın azalmakta olan
sözcüklerinden nasıl da
ansızın sökülürdünüz
bahçelerle ve kül
dolardı içim… Eylül!
Hilmi YAVUZ
Sevgilim, işte eylül
Ve işte senin usul usul seğiren yüzün.
Zaman ki sonsuzdur
Bitmemiş şiirler gibidir.
İlhan BERK
Eylül sabahının serinliğini
Yaprakların serinliğini
Ciğerlerime dolduruyorum
Sessizlik ve serinlik
Birleşiyor
Yıkanmış güvercinler
Ve çok uzakta bir tren sesi
Ataol BERHAMOĞLU
İlk defa 1900-1901 yılları arasında Servet-i Fünun dergisinde tefrika edilen Eylül'ün kitap halinde ilk baskısı 1901 yılında yapılmıştır. Rauf'un en önemli eseri olan Eylül; zamanının ilk psikolojik romanı olarak kabul edilir. Günümüzde de yine Eylül ile ilgili kitaplar yayınlanmış olup, Bayburtlu Yazar Şair mahir ADIBEŞ’e ait iki kitap bulunmaktadır. “Eylül Dönüşü Manzumeler “ve “Eylül’de Soldu Bu Çiçekler” adlı eserleri ve şiiri;
Eylül akşamları
Yine güneş solgun
Mor bulutlar sarmış dağların başını
Ufukta ışıklar eriyor pembe tüller
Ve kuşlar yorgun
Karanlık doluyor avuçlarıma
Ellerimde sevdan kalan tek hatıran
Yalnızlık ve biz
Mazide kalan iz
Eylül akşamları
Yine hüzün var
Birkaç kuru yaprak dallarda asılı
Güneşi kuşlar karşılar
Dudaklarımda ismin
Seni çağırdım uzaklardan
Yanımda sensin bana sarılan
Gözlerinde yaş
Sağanak başlar yavaş yavaş
Mahir ADIBEŞ
Bayburtlu birçok şairimizin eylül konulu şiirleri bulunmaktadır bir kaçından örnekler verelim, çünkü Eylül hazanın sonu, yaprak dökümü, bütün düşünce ve hayalin birleştiği bir ay,
Şimdi herkes Eylül!
Biraz hüzünlü, biraz mahsun.
Gam, keder yanaşır sessizce, kurur gül.
Bir ayrılık telaşı düşer gönüllere,
Sanki göçler biraz daha ölümcül!
Solmuştur her yanımız güzel, güzel.
Şimdi içimize oturur
Geçmişteki ezel.
Ha tohumdan ayrılmaktır, ha topraktan,
İkiside oluyor gazel! Ali DUMLUPINAR
ve diğer bir değerli ressam ve şair eylül’ü estiriyor
İlke düşüşle bağdaştırır seni eylül
düşer ya sarı yaprakların en hafif rüzgârlarda
düşer ya omuzların
yenilgilere terkedilişlere...
ben başkaldırıyla
bağdaştırırım seni
her nedense
eylül
kalkmak için düşmek
diyelim
biz bu dönümcül gidişe...
hüznün ve ayrılığın ve yalnız kalışların yüküyle
eğik tuttuğun başın
aniden kalkabilir
belki
ve çekip koparabilirsin güneşin kara perdesini
gönül dilinle
önündeki gri günleri savurup renklerinle
bir anda
yeşillere bölenebilirsin
gürül çavlanlarda,
kimbilir
sen bile eylül Nuran Güler
diğer şairimiz için de
EYLÜL
Mevsimler gelip geçse hep kalsa eylül
Çiçekler solup gitse hiç solamasa gül
Çekip gitsin bahar yazı kışı ömrün
Hep sonbaharda mahsun olsa gönül
Asım KAHVECİ
yine hem “Temmuz Dağlarında Baharı Beklerim” şiiriyle seslenirke Şair Yahya AKENGİN bu defa hatıralarını “Eylül Kuşatması” şiiriyle dile getirdi;
Eylül Kuşatması
Ben hatırlarım hep, hatırlamalı insan
Renklerin ilk rengini, rüzgarların ilk uğultusunu
Daima bir tutam eylül çıkar geçmiş zamanlardan
Sarışın bir hüzünle gülümser eylüllerin sonu
Dalıp aynalarda saçların kırlarına ve anlar,
İnsan neler derlediğini ömrün yollarından
Şu telinde bir sevda baharının şavkı var
Şu çizgide bir eski yaz gecesi uzar
Girip delice tutkularla kolkola
Yürüse de isyan vadilerinde günahlarla
Yine de susturulmuş bir yanı vardır kalbin
Bahtımız okunur çehresinde bütün eylüllerin
Ben hatırlarım hep, hatırlamalı insan
Yardan ayrılışların yürekte yeşerttiği duaları
Öyle başladığını ölümsüz efsanelerin
İliklere kadar işler hatırası mevsimlerin
Lakin eylüllerinki biraz daha derin
Yahya Akengin
Şiirin vazgeçilmez şairlerinden Ahmet AKKOYUN’da sevgi ve hasret, ayrılık vardı şiirinde
O gün
Hani o eylülde veda ederken
Başımı önüme eğmiştim o gün
Bizim ayrılmamız imkânsız derken
Başımı önüme eğmiştim o gün
Son kez ellerine değmiştim o gün
Yağmur ikimize yağar gibiydi
Dünya cebimize sığar gibiydi
Hangi sebep seni boğar gibiydi
Başımı önüme eğmiştim o gün
Son kez ellerine değmiştim o gün
Dinlerken yapraklar dökülüyordu
Ellerin elimden çekiliyordu
Yüreğim yerinden sökülüyordu
Başımı önüme eğmiştim o gün
Son kez ellerine değmiştim o gün
Bütün ümitlerin nefesi soldu
Gözlerim mazinin içinde kaldı
Başımı önüme eğmiştim o gün
Son kez ellerine değmiştim o gün
(Makberî - Ahmet Akkoyun)
Yine başka bir şairimiz de Eylül Sabahlarını dile getirdi;
Her Eylül Sabahları
İçime hüzün çöker her eylül sabahları,
Kararan gece gibi kuşanır siyahları,
Melankoli ordusu gösterir silahları
Gözlerimin nemleri dilimin eyvahları
Beni benden alır mı her eylül sabahları
Dolanan diyar diyar gözlerinde kehribar
Ay vakti bakışlarla uzayan leyl-ü Nehar
Hazan olgunluk sunar som altından sonbahar
Göçmen kuş kanadında geliyor deli rüzgâr,
Her eylül sabahları hazan denilen diyar.
Tarık Torun
Ve bir eylül bekleyişi;
Eylülü Bekliyorum
Eylülü bekliyorum çünkü sen geleceksin
Rengi solgun dünyama yedi renk vereceksin
Sürüklemiş olsan da bir bilinmez meçhule
Bilmiyorum nedendir neden her yrde sensin
Aşkının girdabında battıkça batıyorum
Görmedin ki halimi nereden bileceksin
Heyecanlar içinde Eylülü bekliyorum
Eylülü bekliyorum çünkü sen geleceksin.
Miyaser Gülşen
Artık hazan oldu
Eylülün Hazanı
Eylülün Hazanı; Ne Soğuk Yüzün
Solan Yapraklarda Sararır Mevsim…
Mecbur Musun Böyle Dolarsın Hüzün?
Düşersin Toprağa Kararır Mevsim…
Numan Akkoyun
EYLÜL'CE
Bilirim sebebini; sormam ki neyin nesi
Bilmeyen zanneder ki, kuşlar izinli bugün...
Bir başka gür çıkıyor deli rüzgârın sesi
Ağaçlar müteessir, dallar hüzünlü bugün.
Gözleri yaş dolsa da bir hicrân şarkısından
Yaprakların kulağı "gel" diyecek sedâda
Sararmış çehreleri ölümün korkusundan
Akleden insan için ibret var her vedâda.
Yine mevsim o mevsim; aylardan Eylül ayı
Ne kelebekten iz var, ne bal yapan arıdan
Uygun bir in ararken kış uykusunda ayı
Ekin vakti yan yatan ümit kesmiş darıdan.
Kim bilir kaç Eylül'e tanık oldu bu gözler
Yaş aldıkça artmakta efkârlı zârın hârı
Kalbimden geçenleri dil tarifte tökezler
Bu sonbahar ömrümün belki de son baharı...
Mecit AKTÜRK
BİTMEYEN MATEM EYLÜL
Ölüm dökülür saçaklarından
Her dalda asılı onca can
Yana bildiğin kadar yan
Büyük bir yangın ve kül
Bitmeyen matemimizdir eylül
Düşerken tozlu yollara
Dönüp bir daha bakmayız aynalara
Biter bir ömürlük alkışımız
Önümüze düşer başımız
Dağlar da ağlar, denizler kadar
Gözyaşı
Yıkar ha yıkar
Hayrettin YAZICI