Memur-Sen kamu görevlilerininbeklentilerini dile getirmek ve kazanımları arttırmak için 81 ilde olduğu gibi Bayburt'ta da“Emeğe Saygı, Adalete Davet” temasıyla basın açıklaması düzenledi.
Türk Dünyası Parkı'nda gerçekleştirilen basın açıklamasında grup adına konuşan Memur-Sen Bayburt İl Temsilcisi Kenan Turan, “Memur-Sen ve bağlı sendikalarının tamamının yetkili olarak katıldıkları 5. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri, Kamu İşveren Heyetinin müzakere süreci hiç yaşanmamış gibi bir irade ortaya koyması üzerine uyuşmazlıkla sonuçlanmıştır. Bugün, kamu görevlileri hakem kurulu’na taşıdığımız 5. dönem toplu sözleşmenin, kamu görevlilerinin haklı beklentilerini karşılayarak yeni hak ve kazanımlarla donatılmasına katkı ve destek sunmak için 81 ilde “Emeğe Saygı, Adalete Davet” temasıyla sahadayız” dedi.
Memur-Sen olarak toplu pazarlık sürecinde kamu işveren heyetiyle sözleşme imzalanmasını sağlamak için büyük çaba sarf ettiklerini ifade eden Turan, "Memur-Sen’in ve bağlı sendikalarının titiz çalışmalarla, sahanın nabzını tutarak oluşturduğu ve kamuoyuna “makul teklifler” olarak deklare ettiği 657 teklifine karşın kamu işveren heyeti maalesef malül tekliflerle masaya gelmiş ve ardından toplu sözleşme sürecini hiç yaşanmayan bir süreç olarak tarihe kaydetme iradesi göstermiştir. Bu iradenin sonucu olarak süreç uyuşmazlıkla sonuçlanmış ve kamu görevlileri hakem kurulu’na gidilmiştir. Biz, toplu sözleşme görüşmeleri boyunca masanın ve müzakerenin önemine inanarak çözüm üretmeye odaklandık ve sürecin uzlaşmayla sonuçlanması için büyük bir özveriyle çalıştık" diye konuştu.
Memur-Senin teklifi milletin talepleridir diyen Turan, şunları kaydetti:
Memur-Sen olarak toplu pazarlık sürecinde Kamu İşveren Heyetiyle sözleşme imzalanmasını sağlamak için büyük çaba sarf ettik. Bu gayretin yanısıra basın açıklamalarıyla, iş bırakma eylemleriyle de sahada olduk ve Heyetimizi destekledik. Bugün de aynı kararlılıkla ve örgütlü gücümüzle meydanlardayız.
Memur-Sen’in ve bağlı sendikalarının titiz çalışmalarla, sahanın nabzını tutarak oluşturduğu ve kamuoyuna “makul teklifler” olarak deklare ettiği 657 teklifine karşın Kamu İşveren Heyeti maalesef malül tekliflerle masaya gelmiş ve ardından toplu sözleşme sürecini hiç yaşanmayan bir süreç olarak tarihe kaydetme iradesi göstermiştir. Bu iradenin sonucu olarak süreç uyuşmazlıkla sonuçlanmış ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na gidilmiştir.
Biz, toplu sözleşme görüşmeleri boyunca masanın ve müzakerenin önemine inanarak çözüm üretmeye odaklandık ve sürecin uzlaşmayla sonuçlanması için büyük bir özveriyle çalıştık.
Süreç tıkandığı anda bile “Gelin Hakem Kuruluna 3 günlük başvuru sürecini 1 güne indirelim ve müzakere sürecini 2 gün daha uzatalım, masada sorunları çözelim” dedik ama teklifimiz kabul edilmedi.
Dün dedik bugün de diyoruz: Memur-Sen’in teklifleri milletin talepleridir. Çünkü bu teklifler milletin maşeri vicdanında makes bulmuş adil ve hakkaniyetli tekliflerdir.
Bu nedenle, Kamu İşveren Heyetinin, Merkez Bankasının gerek beklenti anketinde gerekse kendi tahmininde ifade ettiği enflasyon rakamlarının altında kalan tekliflerle masaya gelmesini kamu görevlilerinin emeğini değersizleştirmek olarak görüyoruz.
Maalesef, Hakem Kuruluna başvuru süreci de Kamu İşveren Heyeti tarafından hakkaniyetli yürütülmemiştir.
20 gün boyunca gece yarılarına kadar görüşülerek, tartışılarak üzerinde uzlaşma sağlanan azımsanmayacak sayıdaki teklifimiz Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna götürülürken yok sayılmıştır.
Yasanın açık hükmüne aykırı bir şekilde; Toplu Sözleşme sürecinin müzakere aşamasının tamamlanmasıyla birlikte Kamu İşveren Heyeti tarafından ne Memur-Sen’ ne de genelden ayrı hizmet kolu toplu sözleşmesi imzalamaya yetkili bağlı sendikalarımıza incelemek, katkı sunmak ya da imza atmak üzere toplantı tutanağı teslim edilmemiş, bu yönde bir davet ya da teklif yapılmamıştır. Tam tersine Konfederasyonumuzun ve sendikalarımızın imzadan kaçtıkları algısına neden olabilecek tespit tutanağı tutularak yetkinin kötü kullanılmasına, tarafların eşitliği ilkesine dayanan toplu pazarlık hakkının sekteye uğramasına neden olunmuştur.
Şayet, kamu görevlilerine teklif edilen zam oranları alın terimizin hakkını teslim eden bir düzeyde olsaydı, enflasyon karşısında eriyen alım gücümüzü güçlendirseydi, ülkenin ekonomik tablosu ve hükümetin açıkladığı rakam ve hedeflerle uyumlu olsaydı elbette Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna gitmeye gerek kalmaz ve tarafların tümü için memnuniyet üretilmiş olurdu.
Ancak bütün çabalarımıza karşın kamu görevlilerinin emeğinin değerini teslim eden bir teklifle gelinmediği ve görüşmelerde uzlaşılan maddelerin dahi yok sayıldığı irade karşısında Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurulmuştur.
Bizler artık bu süreçleri geride bırakmış ve bütün dikkatlerimizi Hakem Kuruluna yöneltmiş durumdayız. Hakem Kurulunun sağduyu ile konuya yaklaşacağına olan güvenimiz tamdır. Memnuniyet üretmek için hala geç olmadığını, artık bu sorumluluğun Hakem Kurulunda olduğunu hatırlatıyoruz.
Bir kez daha buradan güçlü bir şekilde vurgulamak istiyoruz: Kamu görevlileri olarak bizlerin asla kabul edemeyeceği tavır; alın terimizin değersizleştirilmesi, taşıdığımız misyonun görmezden gelinmesidir.
Biz bu ülkenin alın teriyiz.
Biz devlet hizmetlerinin kesintisiz sürmesinin, devletin tüm unsurlarıyla işlemesinin teminatıyız.
Biz ailelerimizle birlikte 20 milyonluk bir kitleyiz.
Tekliflerimizde haklıyız, duruşumuzda hakkaniyetliyiz.
Unutulmamalıdır ki kamu görevlilerinin memnuniyeti milletin memnuniyetidir.
Hakem Kurulunun da bu gerçekten sarf-ı nazar etmeyeceğini umuyor ve bekliyoruz.
Milyonlarca insanı ilgilendiren ve fakat Kamu İşveren Heyetinin, Konfederasyonumuza sunduğu teklifte yok saydığı bütün tekliflerimizin Hakem Kurulu tarafından dikkate alınmasını istiyoruz.
Biz Hakem Kurulundan, refahın tabana yayılmasını, gelir dağılımında adaletin sağlamasını istiyoruz.
Biz, refahtan pay, paylaşımda adalet istiyoruz.
Biz, kamu görevlilerinin yaşam standartını yükseltecek, emeğin hakkını takdir edecek bir karar bekliyoruz.
Biz Hakem Kurulundan; elektrik ve doğalgaz zamlarının art arda yaşandığı, ulaşım ve barınma giderlerinin yükseldiği, enflasyonun tahmin ve hedeflerin üzerinde çıktığı, alım gücünün düştüğü, pek çok gider kaleminde artış yaşandığı bir süreçte bütün parametrelerin dikkate alındığı adil ve hakkaniyetli bir hüküm bekliyoruz.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildikten sonra yapılan bu ilk Toplu Sözleşme görüşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlanarak her ne kadar Hakem Kuruluna gidilmiş olsa bile, Hakem Kurulu’nun, bu ülkenin bütçesi, cüssesi ve de kamu görevlilerinin beklentileriyle uyumlu bir hükümler manzumesi ortaya koyacağına inanıyoruz.
Çünkü Memur-Sen olarak biliyor ve diyoruz ki Türkiye; varlığının ve güvenliğinin teminatı olan kamu görevlilerinin maaş, ücret ve alım gücünü yükseltecek ekonomik güce, siyasi özgüvene, politik perspektif ve bilince fazlasıyla sahiptir
Memnunsen 5 Yıl Önce
Ya sizlerde hiç utanma yokmu dur. En büyük adaletsizliklere sizler sebep oldunuz. Liyakatsiz atamalarda taraf oldunuz çıkmış adaletten bahsediyorsunuz. En büyük adalet ALLAH'ın adaletidir, orda nasıl hesap vereceksiniz . Dün yapıp ettiklerinizi bugün çıkmış protesto ediyorsunuz. Bu yaptığınıza bırakın insanları kargalar güler.
Buçukcu 5 Yıl Önce
"Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurla, şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bana her şey seni hatırlatıyor." Bu şarkı da tam bunları tarif ediyor. Ben şahsen memuru satan sarılara kızmıyorum. Menfaat için orda üye olanlara da kızmıyorum. Hiç sözü geçmeyen bu sendikaya hasbelkader, mecburiyetten hale üye kalanlara kızıyorum. Neyi bekliyorsunuz orda. Göstermelik protestolar yapan, memuru satan, hiçbir yaptırım gücü olmayan, direnmeyen, birkaç üyesini liyakatsiz bir şekilde makamlara getirenlere hala üye olarak kalacakmısınız.