Geçmişte Bayburt’ta kadınlar tarafından örtünmek amacıyla kullanılan ve koyun yününden üretilen kumaşlardan yapılan ehram, eskisi kadar yaygın olmasa da halen kadınlarca geleneksel giysi olarak kullanılıyor. Bu geleneksel kıyafetin yok olmaya yüz tutması üzerine Bayburt Üniversitesi, 4 yıl önce geleneksel ehram dokumacılığını yaşatan Sevim Ataner öncülüğünde oluşturduğu ehram dokuma atölyesinde asırlık kumaşı gelecek kuşaklara aktarmak için harekete geçti.
Atölyede çeşitli nakış teknikleriyle süslenerek çantadan cüzdana, kravattan cekete, masa örtüsünden anahtarlığa ehram kumaşından farklı ürünler üretilmeye başlandı. Ürünün geleneksel özellikleri ve kalitesi korunarak gelecek nesillere aktarılması ve şehrin ekonomisine değer kazandırması amacıyla Bayburt Üniversitesince geçtiğimiz yıl Türk Patent ve Marka Kurumuna başvuru yapıldı. Bayburt ehramı, 6796 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında 1 Nisan 2019'dan itibaren korunmak üzere 25 Aralık 2019'da ilgili kurum tarafından tescil edildi.
"Bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda usta vardı"
Bayburt’ta bütün köylerde, mahallelerde bütün kadınların ortak dış giyiminin ehram olduğunu belirten Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun, “Aradan geçen zamanda küreselleşme dediğimiz olgu herkesi etkilediği gibi giyim kuşamı da etkiledi. Ama neticede ‘ehram’ dediğimiz el dokuması bir ürün vardı. Koyunların yünleri kırkılır, bizim annelerimiz, ninelerimiz tarafından eğrilir, ip yapılır ve o iplerden tezgahlarda ehramlar örülür. Ve o ehramlar dış kıyafet olarak kullanılır. Ama aradan zaman geçip dış kıyafet ürünü olarak çok farklı ürünler ortaya çıkınca ehram biraz köşede kaldı. Ehram dokuyan ustalar da azaldı. Bayburt gibi ehramın merkezi olan bir şehirde bile bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar ehram dokuyan hanımefendi kaldı” dedi.
Üniversite bünyesinde 4 yıl önce geleneksel ehram dokumacılığını yaşatmak amacıyla atölye oluşturulduğunu ve bu atölyede sadece dış giyim ürünleri değil modern zamana da ayak uydurabilecek ürünler üretildiğini söyleyen Coşkun, “Kravatlar, çantalar, yelek, ceket gibi ürünler yapılmaya başlandı. Burada epeyce bir mesafe katettik. Bu aşamaya geldikten sonra da coğrafi işaret almak için başvuruda bulunduk. Yaklaşık 1 buçuk sene bekleyişin ardından geçtiğimiz ay ‘Bayburt ehramı’ olarak coğrafi işaretini almış oldu. Bununla ehram bu bizim yöremize ait bir üründür. Onun coğrafi işaretini almış olduk. Bir de genç nesle bu üründen farklı ürünler elde etmenin yolunu açan bir imkan, bir platform oluşturmuş olduk” diye konuştu.
“Yok olmaya yüz tutan bir ürünü gün yüzüne çıkardığımız için mutluyuz”
Yok olmaya yüz tutan bir ürünü gün yüzüne çıkardıkları için mutlu olduklarını dile getiren Coşkun şöyle devam etti:
“Üniversitemizin de ehram dokumalarının bulunduğu bir mağazası var. Ehram ürünlerini pazarladığımız, ziyaretçilerimize teşhir ettiğimiz. Bu kar amaçlı değil ama bu ehramdan neler üretiliyor bunu gösterdiğimiz bir mağaza. Bayburtlulara hayırlı olsun. Kültürümüzü koruma adına yapmış olduğumuz bir teşebbüstür bu. Sonucunu da görmüş olmak bizi son derece mutlu etti.”
Bayburt Üniversitesi bünyesindeki atölyede yetiştirdiği gençlerle ehramı gelecek nesillere aktarmak için çaba sarf eden Kültür ve Turizm Bakanlığı Sanatkarı Sevim Ataner, Rektör Coşkun’a girişimlerinden ötürü teşekkür etti. Ehramın Bayburt’un yanı sıra Erzurum ve Erzincan’da da kullanılan bir ürün olduğunu ancak Bayburt’ta ehram dokumacılığının bu illerden farklı olduğunu vurgulayan Ataner, “Bizim nakışlarımız farklı, taraklarımız farklı. Erzurum’da dokunan ehram kalın olur. Bizim daha ince ve kalite bakımından da daha iyi olur. Bayburt Üniversitesinde şu anda ehram nakışlarıyla günümüze uygun farklı ürünler üretiyoruz. Şal, atkı, çanta gibi farklı ürünler üretiyoruz” dedi.