BAYBURT’TA ŞEHİT VE GAZİLER HAFTASI
“Bundan yıl önce senin, yalçın doruklarından şehitler ve gaziler büyük bir heybetle geçtiler. Kanlı hayatlarının aziz künyelerini defterler bile kaydettiremeden ecel köprüsünü aşıp, şahadet küheylanına binerek Allah’ın yüce katına yükseldiler ve senin bağrına bir mana gibi sindiler…”1
Bayburt bilindiği gibi Anadolu’nun en eki yerleşim yerlerinden biri olmasından dolayı tarihin akışı içerisinde çeşitli istilalara ve savaşlara sahne olmuştur. Böylece tarih akış içerisinde Selçuklulardan, Akkoyunlular dönemine dönemindeki Otlukbeli Savaşlarından, Osmanlı Rus Savaşlarından, Birinci dünya Savaşından da olmak üzere Bayburt konumu itibarıyla Anadolu’nun önemli merkezlerinden biriydi. Bayburt’ta yaşadığı topraklarını muhafaza ve müdafaa için birçok zorlu savaşlara katılmıştır.
Bayburt halkıda vatanın bölünmez bütünlüğü, milli birlik ve beraberlik için, maddi ve manevi bütün gücüyle çoluk çocuk, genç ihtiyar demeden toprağını ve namusunu korumak için dağ-taş, yaz-kış, aç-susuz halde cephede savaşmıştır. Bununla birlikte birçok canları ve kanlarını akıtarak şehit olmuş, birçokları da hayatları uğruna gazi olmuştur. Nice anaların gözleri yaşlı yavrusuz, nice aileler evsiz barksız kaldı.
Bayburt Otlukbeli’nde olduğu gibi Karataş Tepedeki Kop Dağlarında İkinci Plevne’ye, Kore Savaşlarında, Kıbrıs Barış Harekâtındaki kahramanlıklarıyla, ülkenin hudutlarının korunması sırasında da nice şehit ve gaziler vermiştir. İlimizde de Şehit Osman Tepesinde yaptırılan Şehitlik bunun nişanesidir, yine Bayburt Şehit ve Gazi Ailelerini Yaşatma Derneği çıkarmış olduğu “Bayburt Şehit ve Gaziler” albümü ve her Şehit’ in ölüm yıl dönümün de kabri başında anılmakta olup; belirli özel gün ve anma gülerinde ev ziyaretleri devlet protokolü ile kamu kurumları ile sivil toplum kuruluşlarıyla yapılmaktadır.
“Ey, bu mübarek topraklar için toprağa düşmüş dağ parası yiğitler, nur içinde ebedi uykunuzu uyuyun Sizin gibi kahramanlara bir vatan borcu olarak biz evlatlarınız o mübarek kemiklerinizi bir kutsal emanet gibi ta haşre kadar müdafaa ve muhafaza edeceğiz. Ruhunuz şad olsun”
“Göğsünde milli-iman, bayrak, silah, namustur.
Kaygısı vatandır, istikbaldir, ulustur,
Şehir olur, göklerde ruhu bekler vatanı,
Gazi olur, şahlanır, damarında al kanı.”
Yine Bayburtlu şairlerimizin Şehitler üzerine şiirlerinden örnekler verelim….
Şehit Ömür ERBAY için yazdığım şiiri takdim edelim,
Seni sevmek bir ömüre bedel diyorsan,
Uğruna ölmek de ömüre bedel diyorsan,
Şehade şerbetin de ömür olsun diyorsan,
İşte Bayburt’ta Türkiye ömür diyorsan.
İşte alsan verdim ömrümü diyorum,
Yeter ki senin ömrün uzun olsun diyorum,
Bu vataa ömürler kurban olsun diyorum,
İşte Bayburt’ta bir Şehit Ömür diyorum.
Başka bir dörtlük
Kop dağlarında esen saba yelleri
Şehadet şerbetinin ayak sesleri
Kop yüreğimde kükreyen neferleri
Uğrunda kopan imanın yükselişleri
Nahit İMAÇ
BİR ŞEHİTTEN GELEN SES
Kopdağı’nın tepesinde bir anıt
Anıtın üstünde bir Bayrak
Bayrakta bir rüzgâr ılgıt ılgıt
Taşırlar ruhumuza selâmları
Selâmınız ne de sıcak.
Kanımızla erimişti bu dağların karı
Size yeşil, size çiçek olsun
Öldük ki bu milletin evlâtları
Yetim kalır ama
Kalamaz özgürlükten yoksun.
Asırlar akar, devirler döner
Değişmez onurla yaşamanın şartı
İnançsız yürekte her alev söner
İnançla yenmiştik biz o kara bahtı.
Kale gibi yürürdü önümüzde
Gülleye, poyraza karşı
Kopdağı’nda kopan mahşer günümüzde
Vatan için gönlü deli Halit Paşa.
Göremedik Bayburt’ta biz o baharı
Size yeşil, size çiçek olsun
Açılır sonsuzluğun bütün kapıları
Yeter ki rûhlarda o Hilâl olsun
Yüceldikçe yeryüzünde ırkımızın vakarı
Kanlarımız size helâl olsun
Duyarız sesinizi bazı bazı
Alırız selâmınızı
Kopdağı’nın tepesinde bir anıt
Anıtın üstünde bir Bayrak
Bayrakta bir rüzgâr ılgıt ılgıt
Alnınızda hürriyetin yazısı
Alnınız ne de ak
Yahya AKENGİN
Şehit Ömür ERBAY için yazdığım şiiri takdim edelim,
Seni sevmek bir ömüre bedel diyorsan,
Uğruna ölmek de ömüre bedel diyorsan,
Şehade şerbetin de ömür olsun diyorsan,
İşte Bayburt’ta Türkiye ömür diyorsan.
İşte alsan verdim ömrümü diyorum,
Yeter ki senin ömrün uzun olsun diyorum,
Bu vataa ömürler kurban olsun diyorum,
İşte Bayburt’ta bir Şehit Ömür diyorum
Sen Ölmedin Şehidim
Nur üstüne nur yağar şehir karanlık boğar
Sen ölmedin şehidim güneş yeniden doğar
Gökler sana ağlıyor gönül rahmet çağlıyor
Anadolu bağrında şehit yürek bağlıyor
Bu dava kutlu dava cennetle mutlu dava
Cennetin yıldızları halden umutlu dava
Ey yüceler yücesi şehit halin hecesi
En ulvi makamların nurlanmış neticesi
Yiğitlerin ahtında yücelik var bahtında
Peygamberin komşusu şehit olur tahtında
Şehit nurla yıkandı yandı yürekler yandı
Tevazu makamında tüm melekler utandı
Yeniden bir diriliş farklı âleme giriş
Sen ölmedim şehidim inanç, amel ve biliş
Tarık TORUN
ŞEHİDİM CENNET GÜLÜM
Dinle akl-ı evvel dinle beyni kıt
Bu Vatan Türklerin Türkün Vatanı
Zannetme ki gücün yeter be çıfıt
Her metrede bindir Şehit yatanı
Kim dedi soysuzluk bulur inayet
Kansızın içinde olmaz din ayet
Karşılıksız kalmaz elbet cinayet
Bu Millet unutmaz kurşun atanı
Üç beş soysuz çakal destekçi ekle
Rüzgar ektin şimdi fırtına bekle
Topla şürekânı postunu yokla
Görürsün leşini çöpe katanı
Topraklar istenmez alınır ancak
Bir Tarih gerekir birde al Sancak
Ey ermeni dölü taşeron alçak
Kim demiş yılandır dağı yutanı
Şehitler kutsanmış bize özeldir
Onlar Cennet gülü Hâkça güzeldir
Bir Şehide bin it hüküm ezeldir
Mızrak gibi olur sana batanı
Makberî - Ahmet Akkoyun
SÖZ KONUSU VATANSA!
Bayrağımın yanında, göz yummam paçavraya
Yaksalar bedenimi, küllerimden doğarım!
Hem bırakmam işimi, acizse Ankara’ya
İhanet edenleri ellerimle boğarım!
Suskunluğum sabrımdan; onun da sınırı var!
Her imanlı yüreğin, şerefi, onuru var
Şehâdet rütbesinde Yaradan’ın nûru var
Ne hain gibi soysuz, ne de nankör zağarım!
İki yüzlü sanırdım; riyâkâr binbir sürat
Sessiz kalıp, diyemem, "Böyleymiş mukadderât"
"Söz konusu vatansa, gerisi teferruat"
Mucize gerekirse, tekeden süt sağarım!
Kâh Yunus’ca yaşarım, ağlarım sessiz sessiz
Kâh çağlarım, coşarım; ya da yanarım issiz
Milletim kan kusarken, duramam lâkayt, hissiz
Nisan yağmuru gibi gönüllere yağarım.
Pervasız haçlı gürûh, gösterse de dişini
Kâbusa çeviririz alçakların düşünü!
Arz olur niyâzımız, Rabbim bilir işini
Avuç avuç duayı, önlerine yığarım!
Dudak bükmeyin öyle, bakıp zayıf cüsseme
Şehadet düştüğünde, gör sen beni, hisseme
Kefen derim saklarım, en güzel elbiseme
Dost olana türabım; bir gönüle sığarım.
Mecit AKTÜRK
Berlin, 21.06.2013
ŞEHİTLİK HAK’TAN RÜTBE
Her gün şehit, şehitler, hangi Mehmet’te sıra,
Kabirlerde meyyitler, olmuşlar belki çıra,
Peygamberi Seyitler, dağlar içinde Hira,
Zalim öncüsü Hitler, asrın kaosu kıra.
SONU GELMEZ BİR ACI, BAŞLARDA DİKEN TACI,
KİM OLACAK DAVACI, AĞLIYOR ANA/BACI.
Şehitlik Hak’tan rütbe, O bilir, O’ndan gelir,
Fikirleri yürütme, O isterse yükselir,
Aklın göre büyütme, şehit nasıl yücelir,
Ayni anda küçültme, binlercesi nicelir.
ŞEHİT OLMAK NE GÜZEL, HERKESE NASİP OLMAZ,
ŞEHİT TABUTTA BİN EL, ŞEHİDİN KANI SOLMAZ.
Bedir’in Şehitleri, Çanakkale’de Sancak,
Ebrehe’nin itleri, Cehennem için ancak,
Tevhit Şehâdetleri, Ezel/Ebet kalacak,
Bekle felâketleri, Hak yazmışsa olacak.
‘ŞEHİDE ÖLDÜ’ DEME, ONLAR ÖLMEZ, SAĞ DURUR,
HARAM LOKMALAR YEME, EHL-İ SÂLİP KUDURUR.
Şehitlerin Kefeni, Peygamber Râyetidir,
Çürümeyen bedeni, Rabbın adaletidir,
İlâhidir nedeni, Mevlâ’nın Âyetidir,
Ruh Âleme gideni, kendi âsâletidir.
İSTEME BİZDEN MAKBER, PEYGAMBER SENİ BEKLER,
SIRTINDA RAHMET KEFEN, ADIN NİNNİ BEBEKLER.
Topraklar eşilirken, şehit gördüm mezarda,
Yaralar deşilirken, hikmet ile nazarda,
Ses/Sedâ kesilirken, şüphe kaldı pazarda,
Komutan seslenirken, savaş ile hazarda.
BİRAZ ÇÜRÜK ELBİSE, ELİNDE VAR TÜFEĞİ,
GÖRENLER BUNU DESE, SIZLAR İNSAN YÜREĞİ.
Çanakkale’de gördüm, şehit olan Mehmed’i,
Mânaya fikir ördüm, ruhum başka demedi,
Sendeledim, yürüdüm, günlerce aş yemedi,
Arkasından süründüm, tüfeğini vermedi.
MASAL DEĞİL KARDEŞİM, ANLATTIĞIM BU OLAY,
BİLİR DEDEMLE, EŞİM, YAŞAMAK DEĞİL KOLAY.
Şehidin son örtüsü, Ay/Yıldız Bayrak olsun,
Göklerin gürültüsü, onun kalbine dolsun,
Gül çiçeklerin süsü, kabri üstünde kalsın,
Vatan şehidin büstü, İstiklal Marşı çalsın.
KEMÂLİ ŞEHİT VERİR, KALEMİ HAK YOLUNDA,
AŞKI MÂNADA ERİR, EMÂNET VAR KOLUNDA.
KEMÂLİ İlhan YARDIMCI
ŞEHİTLER ÖLMEZ
Şehitler ölmez vatan bölünmez,
Düğüne giden asker baş eğmez.
Ölümü göze almış yiğitler ölmez,
Şahadetten asla geri dönülmez.
Kızıl elma ülküsünden yola çıktın,
Fethedilmesi gereken yeri yıktın,
Ezeli düşmanı inlerine hem tıktın,
Afrinden arkadaş geri dönülmez.
Eşin menendin yok senin askerim,
Bir ölür, bin dirilirsin sen aslanım,
İnanılmazı başarırsın Mehmedim,
Havadan, karadan boş geçilmez.
Kar, kış, çamur demeden yiğidim,
Kan döktü toprağa benim şehidim,
Herkes bilmelidirki ben yeminliğim,
Afrin alınmadan geriye dönülmez.
Şehitler acıtır bizleri, içimizi yakar,
Gözlerimiz değil, yüreğimiz ağlar,
Analar babalar bilcümlesi fedakar,
Kurban olsun oğul, şehitler ölmez.
Dünyaya mesaj verdi asker el ele,
Hainin gücü yetmez bizi bölmeye,
İttifaktır bu, kimse oyuna gelmeye,
Oyunu bozmadan geri dönülmez.
Allahtan başka galip yok, dedik,
Topun güllesini Afrine gönderdik,
Binlerce düşmanı yerlere serdik,
Vatan aşkıyla savaşanlar ölmez.
Allah Devletimizi payidar eylesin,
Kahraman ordumuza dua eylesin,
Ölürse şehit, kalırsa gazi eylesin,
Kutlu zaferden geriye dönülmez...
"Allah savaşın acı yüzünü bir
daha bu Millete yaşatmasın...
Rahmet olsun din, vatan, millet ve
mukaddesat uğruna şehit olanlara"
Şiir: Halit KACIR (12.02.2018)