Bayburt'un Kurtuluşu 21 Şubat Şiirleri
- 21 Şubat 2022, 12:40
- 51
Bayburt'un Kurtuluşu 21 Şubat Şiirleri
Bu günkü 21 Şubat Kurtuluş Yıl dönümünü Yıllar önce Dedekorkut Şölenlerine Bayburt’a gelen çok değerli büyüğümz Sayın Ahmet ÖZDEMİR’İN Bayburtun Kurtuşu yazısı ve 21 Şubat Şiirlerinden derlediğimiz şiirlerden analım.
Ahmet Özdemir
21 Şubat 2018, 08:17
21 Şubat 1918 Bayburt'un Rus işgalinden ve Ermenilerin arkadan vurdukları hançerlerinden kurtuluş günü.
Rasim Eyüpoğlu'nun "Bugün bir mübarek gün, Aziz Bayburt'um için / Her gönül bir alem ki, tutuşur için için" dediği gün. Şaşkunî'nin "Hasret kalmış idik topa tüfeğe, / Bayburtlum sarıldı kazma küreğe / Satıra, baltaya, bıçak, deyneğe, / Bayburtluma bayram 21 Şubat" dediği gün. Yine Bugün, Yusuf Akyüz'ün "Selâm sana Bayburtlum, tarihlerde ünün var, / Bayburt'uma ayak basan her düşmana cihan dar" dediği bir gün.
21 Şubat 1918'e Bayburt nasıl geldi? Bu sorunun yanıtını satır başlarıyla verelim:
Bayburt'a kurutuluşu öncesinde yaşanan Rus işgali ilk değildi. 1828 de Osmanlılar Yunanistan'la savaşırken, Çarlık Rusya'sı, Osmanlı topraklarına saldırmışlardı. Seraskar Osman Paşa'nın Hart'ta {Aydıntepe} topladığı Türk kuvvetleri ile General Burtsov kumandasındaki Rus kuvvetlerini 31 Temmuz 1829 günü çok kanlı bir savaş Ekim 1829 da Ruslar Bayburt u terk etmişti ama, kale içi mahallesi bir daha onarılmayacak ve içinde yaşanılmayacak biçimde tahrip edilmişti. İşte
Bayburtlu Zihnî gördüğü bu manzara üzerine:
"Vardım ki yurdundan ayak göçürmüş
Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı
Camlar şikest olmuş meyler dökülmüş
Sakiler meclisten çekmiş ayağı
Hangi dağda bulsam ben o maralı
Hangi yerde görsem çeşm-i gazali
Avcılardan kaçmış ceylan misali
Göçmüş dağdan dağa yoktur durağı
Laleyi sümbülü gülü har almış
Zevk u şavk ehlini ah u zar almış
Süleyman tahtını sanki mar almış
Gama tebdil olmuş ülfetin çağı
Zihni dert elinden her zaman ağlar
Sordum ki bağ ağlar bağ u ban ağlar
Sümbüller perişan güller kan ağlar
Şeyda bülbül terk edeli bu bağı"
diye başlayan şiirini söylemişti. Bunun üzerinden seksenbeş yıl geçti. I.Dünya Savaşının başlarında Osmanlı bayrağı ile Karadeniz de dolaşan Alman Göben {Yavuz}ve Breslav {Midilli} zırhlıları Rus limanlarını topa tutunca, aradıkları fırsatı bulmuşlardı.1 Kasım 1914 günü Rus Ordusu Doğu sınırlarımıza saldırdı. Rusların yanında İngilizler de açıktan açığa Ermeni komitelerine destek sağlamış onları kışkırtmışlardı. Ermeniler kitlelerle halinde Rus taburlarında görev almışlardı. İçeride kalanlar da sürekli Türklere saldırıyorlardı. Bayburt Ermeni çetelerinin eline geçmişti. Bu günler, Bayburt'un en karanlık günleriydi. 16 Temmuz 1916 da işgal edildi. Halk Ruslardan ve onların işbirlikçisi Ermenilerden çok zulüm gördü.
Türk askerlerinin ve Bayburt halkının düşmana karşı 2 Mart 1916 da başlayan ve 5 ay süren Şanlı Kop savunması tarihine ''İkinci Plevne Destanı''olarak geçmişti. Günümüz şairlerinden Yahya Akengin, Kopdağının tepesinde şehitlerin sesini duyar gibidir:
Kopdağı'nın tepesinde bir anıt
Anıtın üstünde bir Bayrak
Bayrakta bir rüzgâr ılgıt ılgıt...
Taşırlar ruhumuza selâmları
Selâmınız ne de sıcak.
Kanımızla erimişti bu dağların karı
Size yeşil, size çiçek olsun
Öldük ki bu milletin evlâtları,
Yetim kalır ama
Kalamaz özgürlükten yoksun.
Asırlar akar, devirler döner
Değişmez onurla yaşamanın şartı
İnançsız yürekte her alev söner
İnançla yenmiştik biz o kara bahtı.
Kale gibi yürürdü önümüzde
Gülleye, poyraza karşı
Kopdağı'nda kopan mahşer günümüzde
Vatan için gönlü deli Halit Paşa.
Göremedik Bayburt'ta biz o baharı
Size yeşil, size çiçek olsun
Açılır sonsuzluğun bütün kapıları
Yeter ki rûhlarda o Hilâl olsun
Yüceldikçe yeryüzünde ırkımızın vakarı
Kanlarımız size helâl olsun
Duyarız sesinizi bazı bazı
Alırız selâmınızı
Kopdağı'nın tepesinde bir anıt
Anıtın üstünde bir Bayrak
Bayrakta bir rüzgâr ılgıt ılgıt
Alnınızda hürriyetin yazısı
Alnınız ne de ak
Bu savunma sırasında Bayburt halkının bir bölümü Sivas,Tokat, Çorum ilerine göçmüşlerdi. Ermeni çetelerini 18 Şubat 1918 günü Bayburt'ta kalan ihtiyar ve genç çocukların, 20 Şubat 1918 gününe kadar silah zoruyla toplanıp ilçe merkezinde bulunan taş mağazalara doldurarak yakmışlardı. Ordumuzun işgalden 18 ay,dört gün sonra, 21 Şubat 1918'de Bayburt'a girmesiyle katliamın önüne geçilmiş, yakılan 380 şehidin kemikleri toplanarak, İmaret Tepesi denilen bu tepeye defnedilmişlerdi. Bayburt'un Şehit Osman'ı
Bu şehitliğin içindeki abide üzerinde "20 Şubat 1918 günü Ermeni caniler tarafından taş mağazalarda yakılarak katledilen 380 şehit yatmaktadır" yazısı bulunuyor.
Bugün Bayburt'ta bu acı günlere ilişkin bir çok efsane anlatılır:
İşgal günlerinin birinde Şeyh Hacı Osman Efendi, Sadrü'l Şeria Hazretlerinin türbesinin önünden geçerken Rus Askerlerinin Türbe çevresine pislediklerini görür. Osman Efendi, türbeye yaklaşır ve alçak sesle Sadrü'l Şeria Hazretleri'ne "Artık sana okuyup dua etmeyeceğim. Bir kendini bile koruyamıyorsun." der. Ertesi günü işine giderken türbenin önünde Rus askerlerinin nöbet tuttuğunu görür. Nöbetçiler, mezarın çevresine pisleyen askerlerin çarpıldıklarını söyler. Bunu gören Rus komutanın mezarın başına nöbetçi koyduğu anlaşılır.
Ermeniler Türkleri taş mağazalara doldurmuş kimini süngüleyip, kimini kurşunlamaktadır. Kimi de ateşe verilmiştir. Bu sırada Şeyh Ali çarşı köprüsünün üzerinde görülür. Bayburt kalesine doğru gitmektedir. Ermeni askerleri onu da süngülerler. Tam bu sırada Şeyh Ali elindeki asasını:
"Ya Allah!" Diyerek yere vurur.
Aniden top patlar. Şehit Osman Tepesi'nden askerlerimiz ortaya çıkar. Askerlerin sesini duyan Ermeniler kaçarlar. Şeyh Ali da ortadan kaybolur.
Bayburtlu'nun kıvrak zekası, espri gücü acı günlerde bile kendini göstermiş, düşmanı, nüktenin ve mizahın iğnelemeye dönüşen sivri süngüsü ile yaralamış hıncını dili ile almıştır.
Rus işgali günlerinde muhacir gitmeyi onurlarına yediremeyen iki Bayburtlu, Rus askerlerinden gizlenmek için Çoruh nehrine girmişler ve kurbağa taklidi yapmaya başlamışlar. Onları gören Rus komutan:
"Siz ne yapıyorsunuz orada?" diye bağırmış.
Bayburtlular, "Biz gurbağayuh" demişler. Rus Komutan "Bu kadar büyük kurbağa olur mu" diye sorunca, İki Bayburtlu:
"Biz bıldırın gurbağasuyuh kumandan" demişler.
Bayburtlu Müştak Emmi, Ruslara esir düşmüş. Esir kampında verilen yemeklerle doymuyormuş. Sofrada ne bulursa hepsini yiyormuş. Rus asker komutanına seslenmiş:
"Kumandanım, şu adam hiç doymak bilmiyor. Nerdeyse bizi de yiyecek." Muştak Emmi, ağzındakini yuttuktan sonra şöyle seslenmiş:
"Ürerrr! Ben Türkem domuz eti yeyem."
Bayburt savunmasının en ateşli sırasında, Ruslar'ın attığı şarapnel parçası Faruk Emmi'nin poposunun yarısını götürmüş. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırmışlar, bu yüzden muhacir kafilelerine katılamamış, hastanede kalmış. Sorgusunu Ermeni komutan Antarik yapıyormuş:
"Ne zorunuz vardı, zamanında teslim olsaydınız bu hal başınıza gelmezdi. Şimdi pişmansınız değil mi?
Faruk Emmi üzerinden yorganı atarak poposunu göstermiş:
"Pişman mı? Eyce bah buna. Yarısını Urus yedi, istersen yarısını da sen ye!"
Hayrullah Emmi yetmiş yaşında bir ihtiyar olduğu için göç edememiş. Bir gün geçimini sağladığı berber dükkanında Rus kumandanını tıraş ederken, komşusu Yunus Efendinin oğlu içeriye girmiş:
"Emmi, babamın selâmı var 3 lira borç versin,dedi"
Hayrullah Emmi, önce o gün ilk tıraş ettiği Rus kumandana bakmış, sonra çocuğa dönerek:
"Get ola! Görmirmisen, ben parasızlıhtan iti gırkaram, sen gelmiş benden para istirsen..." demiş.
Bir zamanlar Bayburt'a sık giderdim. Dede Korkut etkinliklerine davet derlerdi. Büyük emekler verir, orada sunmak üzere bildiriler hazırlardım. Orada geçen günlerimi gezi notlarım gazetede, kitaplarımda yer alırdı. Sahiplendiğim şehirlerden biriydi. Ama yönetimler değişince unutulduk gittik. Ne diyelim siyasete beddua mı edelim?
Bayburt'ta bir akşam karaladığım satırlar elime geçti. Sizle paylaşayım:
"BAYBURT'TA AKŞAM
İki kavram var ki, birisi ana;
İçimde sevgisi bitmeyip artan.
Diğeri eşdeğer tutulur ona;
Duyunca adını kös gibi tan! tan!
Vurur yüreğim vatan! vatan! vatan!
Vatanımın burcu burcu kokusu,
Dedem Korkut'un boy verdiği Bayburt.
Irkımın mayası, özü, dokusu;
Burada Asena, burada Bozkurt;
Gönüllerde çiçek çiçek açan yurt.
Mormoç'un sakası Celâli Baba,
Yaşasa da aramızda olsaydı.
Aşk dolusu sunardı bir maşraba.
Bayburt'ta bu akşam dolunaydı,
Dileklerle yüklü yıldızlar kaydı.
Artık viran değil bağı otağı,
Zaman Tüneli'nden Zihnî de gelsin.
Görsün o ocağı, dalı yaprağı,
Coş yüreğim bugün Çoruh'sun selsin;
Coşkun önündeki bentleri delsin.
Rasim EYÜPOĞLU, Hicrani, Hatice ALPTEKİN, Ali Kemal PARILDAR
Hikmet CUMHURLU, Ahmet IŞIK, Yusuf AKYÜZ, Nevzak KARAOĞLU ŞAŞKUNİ, Fahmettin KALACOŞ, Tarık Torun, Yahya AKENGİN, İbrahim YILMAZOĞLU, Hasan HAFIZOĞLU, Numan Akkoyunlu, Mevlüt EŞGÜNOĞLU, Resul AYDIN, Ali DUMLUPINAR
BAYBURT’UN KURTULUŞU
Bu gün bir mübarek gün, Aziz Bayburt’um için,
Her gönül bir alem ki, tutuşur için için.
Umulmaz bir müjde mi? Ruhundan şehit ceddin,
Yoksa mucizesi mi? imandan mamul seddin...
Bir diyar var bir cennet, bir anam şu Şarkta
O benim içimdeyken, bana herşey ırakta.
Şarkın zümrüt sarayı benim nazlı Bayburt’um!..
Yıllarca hasretinle yabelde yanıp durdum.
Seyret şu manzaayı, yolların genç yolcusu
Emri geçmişten al tarihin tek kolcusu.
Büyük bir asaletle salanırken bir zaman,
Gün olmuş ki, ufkunu kaplamış siyah duman.
Kirletmiş toprağını iğrenç moskof ayağı,
Kudurmuş ermeniler bayağı mı bayağı.
Çiğnenmiş mukaddesat, zulüm arşa dayanmış,
Bayburdum kan ağlamış, Çoruh kana boyanmış...
Emsalsiz vanşetlerle, yer yurt viarn edilmiş,
Kundaklarda yavrular bırakıp gidilmiş.
Kahramanlar kahbece hapislere tıkılmış,
Dökülmüş gaz yağları her şey yakıp yıkılmış.
Caniyana hislerle parçalanmış nice can,
Şehitler gayet gamlı yasa bürünmüş Vatan..
Sahipsiz kalmış otağ, kurdun kuşun elinde,
Vatan bir ümit olmuş (şeyda bülbül) dilinde.
Ötüşürken başkuşlar, bozulan yuvalarda,
Vatan kokusu vardı; inleyen dualarla,
Fakat yetmez mi artık yetmez mi bu rezalet?
Duyur asil sesini; Ey İlahi Adalet!..
Çekmez bu kadarını; yırtık bağırlı neslim,
Gözbebeği Vatanı etmez emin ol teslim.
Kükresinde bir seyret, şu yaralı aslanı,
Onun bütün varlığı, şaha kalkan imanı!..
Öyle bir atıldı ki, düşmanın üzerine,
Dünyalar girmez oldu, kan dolan özlerine.
Bir nara koyverdi ki; Allah Allah diyerek,
Sanki kıyamet koptu sesinden titreyerek..
Görmeliydin sen o gün arkın vefakarını,
Mucizeler yarrtı, olmakta diyarını.
Başaçık, yalınayak, dğlarla kucaklaştı,
Açlıklı, sefaletle zulümlerle savaştı.
Yurttan gavur selini tırnaklarıyla söktü,
Namus için kanım erkekçesine döktü.
(Gama tebdil) olmasın, kararmasın bir günün,
Hudeya yalvarırız, kekrar olmasın dünün.
Bas bağrına mübarek binlerce şehirdini,
Gelen nesil yadetsin ibretle cehidini.
Müsterih ol! Kanlarla yoğrulmuş aziz toprak
Dolduracaktır tarih; namına altın yaprak.
Rasim EYÜPOĞLU
KURTULUŞUN KUTLU OLSUN BAYBURT’UM
Adını duydukça kalbim titreşir.
Sende türlü türlü hal var Bayburt’um
Baharın bir türlü yazın bir türlü
Kokar burcu burcu gülüm Bayburt’um
Dağlarında koyun kuzu meleşir
Koruğunda kartol, kelem yetişir
Ovaların başaklarla süsleşir
Var mı? senin gibi güzel Bayburt’um
İkinci Plevne Kop Şehitleri
Bayburt Müdafası (Çakmak) askeri
Dokuzyüz onsekiz şubat yirmibiri
Kurtuluşun kutlu olsun Bayburt’um
Albayrak kalende dalgalandıkça
Bu can bu bedende dayim kaldıkça
Şehit şerbetini ben içmedikçe
Bu can sana feda olsun Bayburt’um
İsmini duyanlar geliyor aşka
Vatan kutsal ama Bayburt’um başka
Tarihi boyunca kutsal savaşta
Sancaktarlık eden gazi Bayburt’um
Hikmet bu ne haldir ne tutuşursun
Bayburt aha orda, gider görürüsün
Kırk senelik hasretini alırsın
Nasip olurmu ki bilmem Bayburt’um.
Hikmet CUMHURLU
21 ŞUBAT BAYBURT KOŞMASI
Dağları var sıralanmış peş peşe,
Kucak açmış birbiriyle sevişe,
Hicrani’yle Celali’si kavuşa
Hasret ile gönül yakan BAYBURT’un
Çoruh’uyla bölünmüştür ikiye,
Selâm olsun İrşadi’ye Zihni’ye,
Üzerine çok söylenmiş mersiye,
Gazi nişanları takan BAYBURT’un
Yurt uğruna al kanını akıtan,
Moskoflara, Türklüğünü tanıtan
Sinesinde çok şehitler uyutan,
Kalesi var yurda kalkan BAYBURT’un
Ermeni Rus eylemişti istilâ
Vuruşmuştu düşmanlardan kurtula.
Göğsü zırhsız çelikleşmiş bir kal.2a,
Burcu burcu vata kokan BAYBURT’un
Yirmibir Şubat’ta düşman atıldı,
Güzel Bayburt Anayurt’a katıldı.
Beş paraya Ermeni Rus satıldı.
Mezat pazarına çıkan BABURT’un
Ali Kemal PARILDAR
21 ŞUBAT KURTULUŞ GÜNÜ
1918 Yılına kin ve nefretle bakalım
O günleri kalbimize beynimize aktaralım.
Gençliğimize mezalimleri bir bir anlatalım
Allahuekber Allahuekber nidasıyla şuurlanalım.
Atalarımız dedelerimiz çekmişler çilelerini
Moskof ve ermeni’nin görmüşler hain hilelerini
Taş mağazalarda yanarak vermişler canlarını
Allahuekber nidasıyla gösterdiler şanlarını
Ufukta beliren bir güneş doğdu top sesiyle
Baltısıyla kazmasıyla yürüdü ermeni üzerine nefesiyle
Yetişti şanlı Ordumuz vurdu dupçiği tüm nefesiyle
Allahuekber Allahuekber nidasıyla, sesiyle.
İkinci Plevne’nin kahramanlarını rahmetle anarız
Kalbimize gönlümüze onları altın harlerle yazarız.
Bayburt’lum can senin niçin feda ettin diye sorarız
Dedi Allahuekber Allahuekber diyerek yaşarız.
Kop dağından esen yeller gelirmi sümbülümüze
Bayburtlum dedenin izinden yürü çık huzur düzüne.
Vatan bizim can bizim çıkalım istiklal izine
Allahuekber Allahuekber sesiyle uyalım hak sözüne.
Ey benim güzel yurdum işte 21 Şubat Kurtuluş günü
Hepimiz candan sevinçli umutlu olmanı düğünü
Bugün moskof ve ermeni ölüm yıldönümü
Allahuekber Allahuekber diyerek şereflendirelim şu günü.
Ahmet IŞIK
21 ŞUBAT
Doküzyüz onaltı, onaltı temmuz,
İşgale başladı Moskof’u Rus’u,
Ermeni denilen Rus’tan soysuz
Bayburt’uma bayram 21 Şubat
Hasret kalmış idik topa tüfeğe,
Bayburt’lum sarıldı kazma küreğe,
Sa’tıra baltaya bıcak değneğe,
Bayburt’luma bayram 21 ŞUBAT
Ibıklar çırparlar irfani beyler,
Haşimler piriler mahraman erler,
Kol verdi can aldı sultan neneler,
Bayburt’luma bayram 21 Şubat.
Dokuzyüz on sekiz oldu senemiz,
Kurşunlara hedef oldu sinemiz,
Hamd olsun Allah’a bitti çilemiz,
Bayburt’luma bayram 21 Şubat.
Ondokuz Şubatta kaçtı düşmanlar,
Yirmi-Yirmibir’de oldu bayramlar,
Yurtlarına dönsün macir olanlar,
Bayburt’luma bayram 21 Şubat.
Şaşkuni unutmaz kahramanları,
Cennet-i alada var makamları,
Vurdu geberttiler piş düşmanları,
Bayburt’luma bayram 21 Şubat.
Nevzak KARAOĞLU
ŞAŞKUNİ
21 ŞUBAT
Selam sana Bayburt’lum, tarihlerde ünün var,
Bayburt’uma ayak basan her düşmana cihan dar.
Senin için bugün de güneş bir başka doğar,
Bayburtlumun öfkesi bütün dünyayı boğar.
Bunu bilmedi moskof, bunu bilmedi dünya,
Ermeni ile birleşti, bütün savaş boyunca.
Sahipsiz zannederek, yurdumuza girdiler,
Bu saltanat hep böyle, sürecek zannetiler.
Taşhanın acısını, unutmadık biz elbet,
Bütün dünya görmedi, böyle büyük bir vahşet.
Ne büyük ızdıraptı Yarab, ne büyük acıydı bu,
Yaşlı, genç, ihtiyar, çoçuklar yanıyordu.
Ey kahpe moskof dölü, ey satılmış ermeni,
Daha önce bu milletin, yemedin mi sillesini.
Tarihlere bir bakın, Türktür en büyük millet,
Yıllarca hür yaşadı, yakışmaz hiç esaret.
Duduzardan gürledi, o gün ilahi bir ses,
Bayburtlum kendine geldi, titredi nefes nefes.
Destanlar yazdı yine, yalnız Türklere mahsus,
Gün Yirmibir Şubat, yıl bindokuzyüzonsekiz.
Yusuf AKYÜZ
Kaleardı İlkokulu Müd.
21 ŞUBAT
Soğuk yakıyordu ateşe inat
Sene on sekiz ay ise Şubat
Zulüm yükselmişti semaya kat kat
Mezalim Ermeni’nin kanlı dünüdür
Bu gün Bayburtlumun gurur günüdür.
İnsafa gelmedi kâfir alçağı
Yıktı viran etti yaktı ocağı
Alamadı yiğitlerden sancağı
Mezalim Ermeni’nin kanlı dünüdür
Bu gün Bayburtlumun gurur günüdür.
Annenin karnında yavruyu vurdu
Çoruh günlerce kan akıp durdu
Gençten yaşlıdan bir ordu kurdu
Mezalim Ermeni’nin kanlı dünüdür
Bu gün Bayburtlumun gurur günüdür.
Hesap sorulmaz mı elbet namertten
Haber ver Bayburtlum yiğitten mertten
Zalimi çıkarttın bu güzel yurttan
Mezalim Ermeni’nin kanlı dünüdür
Bu gün Bayburtlumun gurur günüdür.
Fahmettin KALACOŞ
YİRMİ BİR ŞUBAT GÜNÜ ALLAH! DEDİ BAYBURT'LUM
Ağladı deli Çoruh bir vadinin içinde
Kop Dağı etekleri Çanakkale izinde
Haykırdı Halit Paşa şüheda sözleriyle
Bir imanın ateşi yanınca gözleriyle
Yirmi bir şubat günü Allah dedi Bayburt'lum
Özgürlük meşalesi yakınca güzel yurtlum
Duduzar sırtlarından fırladı yurtlarından
Allah dedi Bayburt'lum doğdu umutlarından.
Doğunca nurlu güneş kızıl fırtına durdu
Mor dağların üstüne Allah nidası vurdu
Yirmi bir şubat günü unutma sakın dünü
Şimdi özgürlük günü başlar onun düğünü
Ay yıldız asılınca kalenin burçlarına
Bir ihtişam büründü şehrin yamaçlarına
Çoruh huzur içinde yayılarak ovaya
Bir şükrün edasıyla başlanıldı duaya
Allah dedi Bayburt'um yirmi bir şubat günü
Moskof'u def ederek dünyayı sardı ünü
Yırttı karakışları baharı müjdeledi
Dede Korkut torunu bozkırı gül eyledi
Akıttı al kanını yoğurdu toprağını
Dikti kale burcuna ay yıldız bayrağını
Hulusi bir kalp ile Allah dedi Bayburt'lum
Özgürlük ateşiyle dünden daha umutlum
Hafız Osman diliyle geldi dile şüheda
Yetişti tüm melekler Allah diyen imdada
Bin yıllık Oğuz yurdu terk edilmez düşmana
Dağlar olsa dayanmaz böyle güçlü imana
Bütün minarelerden Allah dedi Bayburt'lum
Yirmi bir şubat günü hür oldu şanlı yurtlum
İstiklalin bedeli on binlerin kanıysa
Aşk ile koştu Kop'a göz diken düşmanıysa
Ermeniyle Moskofu durdurdu imanıyla
Bir kurtuluş bestesi yazınca fermanıyla
Yirmi bir şubat günü unutma sakın dünü
Allah dedi Bayburt'lum başlar onun düğünü...
Tarık Torun
BİR ŞEHİTTEN GELEN SES
Kopdağı’nın tepesinde bir anıt
Anıtın üstünde Bayrak
Bayrakta bir rüzgar ılgıt ılgıt...
Taşırlar ruhumuza selamları
Selamınız ne de sıcak..
Kanımızla erimişti bu dağların karı
Size yeşil, size çiçek olsun..
Öldük ki bu milletin evlatları,
Yetim kalır ama
Kalamaz özgürlükten yoksun..
Asırlar akar, devirler döner
Değişmez onurla yaşmanın şartı
İnançsız yürekte her alev söner
İnançla yenmiştik, biz o kar bahtı..
Kale gibi yürürdü önümüzde
Gülleye, poyraza, kışa
Kopdağında kopan mahşer günümüzde
Vatan içi deli Halit Paşa..
Göremedik Bayburt’ta biz o baharı
Size yeşil, size çiçek olsun..
Açılır sonsuzluğun bütün kapıları
Yeter ki ruhlarda o Hilal olsun.
Yüceldikçe yeryüzünde ırkımızın vakarı,
Kanlarımı size helal olsun..
Duyarız sesini bazı bazı
Alırız selamınızı..
Kopdağı’nın tepesinde bir anıt
Anıtın üstünde Bayrak
Bayrakta bir rüzgar ılgıt ılgıt..
Alnınızda hürriyetin yazısı
Alnınız ne de ak...
Yahya AKENGİN
MEZALİM
Yirmi bir Şubat içimizde yanan kor alev
O yılların acısını nenelerimizden
dedelerimizden dinlerdik.
Yaşlı gözleri ağlamaklı buğulu bir sesle
Ah... Çekerek başlardılar
Anlatmaya !
Yine hüzün
Yine hasret vardı bugün.
Bir tarafda yaşanan acı ızdıraplı gün
Bir tarafda kurtuluş övgün.
21 Şubattır Bayburt'a
Bayburtluya düğün.
Hüzünle beraber kar boran dağların
Ciğerleri kanıyor geride kalan sağların
Sarılmaz ateşte yanan yaraların
Çekilmiş üzerine Bayburt’um
Gam kasvet yorganın.
Taşhanlar'da canlı canlı yandı canlarımız
Analarım,bacılarım,babalarım,gardaşlarım
İffet uğruna vatan uğruna
dökülür kanlarımız.
Şehitliktir mertebem
Var olsun toprağımız.
Kaledeki surların dimdik ayakta,
Geçmişten geleceğe her şeye şahittir .
Göğüs gerdik süngülere ölüm bize uzakta
Bizde ölüm yok adımız şehit oğlu şehittir
Bir daha yaşatmasın bu acı günleri
ALLAH’ım.
Kurulsun Bezm-i vahdet şen olsun
Otağım.
Kalede asılı kalsın asırlarca
ay yıldızlı sancağım.
H.A.KILIÇ. (2021)
21 ŞUBAT
Yıl 1918 Şubat
Şubat Yirmibir
Bir iç çöküntünün
Bir bozgunun izleri
Acımasızca görünüyor
Dükkanlar kapalı
Halk perişan, umutsuz ve aç
Toprak inatla görevi yapmıyor
Düşman çizmenin altında
Herkes tek amaç...
Henüz görülmemiş ufukta
Bir ışıl, bir umut
Ve Ermeni kol geziyor
Sokaklarda
Emperyalistlerden aldığı emirlerle
Saldırıya geçiyor
Müslüman Türk’e karşı
Tek vücut
Katliam başlıyor
Genç çocuk ihtiyar
Kadın kız kızan demeden
Sokak aralarında.. Taşhanda
Yakıyor öldürülüyor.
İnsanlar acımasızca
Şimdi Ermeni katliamı deniliyor
Geçmişi unutarak
Yalnız hırsız misali öldürdükleri
Binlerce müslüman Türk’ü
Unutarak....
Kurtuluş diyoruz
Yirmibir Şubat gününe
Unutmamak için
Canlı tutmak istiyorum.
Mezalimi
Yeni nesiller tanısın diye.
Acımasız düşmanını
İbrahim YILMAZOĞLU
21 ŞUBAT
Yirmibir Şubatı iyi düşünsek
Bayburtlunun nabzı atar burada
Şehitler harmanın Kop’ta geçerek
Bayburtlunun nabzı atar burada
Lanet olsun Türkü Türk’e vurana
Gidipte gelmesin böyle bir sene
Canlı tarihlere varıp sorsana
Bayburtlunun nabzı atar burada
Erzurum düşünce hedef Bayburt’tu
Moskofun gönlünde yanan bu yurttu
Türkistan taburu silah doğrulttu
Bayburtlunun nabzı atar burada
Kazak,Tatar,Türkmen hepsi yürüdü
Kop dağı İspiri duman bürüdü
Fevzi Paşa orada karargah kurdu
Bayburtlunun nabzı atar burada
Kafir o gün Türkü Türk’e boğdurdu
Üstümüze nice gülle yağdırdı
Dağ dereler Allah Allah bağırdı
Bayburtlunun nabzı atar burada
Genç kalmadı köyde kentte vardılar
Yurdu için canlar başlar verdiler
Hep şehitlik rütbesine erdiler
Bayburtlunun nabzı atar burada
Gelince cepheden çatlama sesi
Gelin kız ihtiyar tuttular yası
Yollara düştüler dede ninesi
Bayburtlunun nabzı atar burada
Göz yaşı süzerek paşa parından
Eli dizi tutan göçtü yurdundan
Eli kanlı düşman gelir ardından
Bayburtlunun nabzı atar burada
Boşandı köyleri kaldı ev barkı
Gazi, Şehit oldu gençleri halkı
O gün bozuldu Bayburdun çarkı
Bayburtlunun nabzı atar burada
Yol kenarlarında bebek hastalar
Gelin kız perişan hepsi yastalar
Peş peşe dizilmiş nice postalar
Bayburtlunun nabzı atar burada
Kimsesiz garipler esir kaldılar
Köyü kenti kafir hep topladılar
Nice müslümanı yaraladılar
Bayburtlunun nabzı atar burada
Yavrusun kaybetmiş ağlar analar
Perişan insanla dolu hep yollar
Nişanlısı şehit buruk sunalar
Bayburtlunun nabzı atar burada
Yazmakla bitmiyor işte o günü
21 Şubat’ta Kurtuluş günü
Hakkın yardımıyla yine bu günü
Bayburtlunun nabzı atar burada
Yine bir destan ki Bayburt İline
Hafızoğlu meftun açan gülüne
Kurbanlar olurum Akşar Beldene
Bayburtlunun nabzı atar burada
Hasan HAFIZOĞLU
HİCRANİ’DEN 21 ŞUBAT
Yirmibir Şubat’ta doğdu bir güneş
Unutulmaz gün o gürdür vatandaş
Yurdumuz kuuşandı al yeşil kumaş
Unutulmaz gün o gürdür vatandaş
Kara bulutlardan hilalin hızı
Çıkınca silindi düşmanın izi
Bu güne besledi analar bizi
Unutulmaz gün o gürdür vatandaş
Dağların burcunda parlayan sular
Allah Allah diye deryaya dalar
Ses verir düşmana çiğnen yollar
Unutulmaz gün o gürdür vatandaş
Bayburt’tun pis Arşak meydana çıktı.
Canlar telef etti binalar yıktı
Atam intikamı bize bıraktı
Unutulmaz gün o gürdür vatandaş
Kale’nin burcunda kara bayrağı
Mehmetçik kopar at pis oyuncağı
Al bayrak süslesin köşe bucağı
Unutulmaz gün o gürdür vatandaş
Şair Hicrani’yim gördüm o günü
Vatan artık çıkar gam giydiğini
Kahraman ordunun şanlı düğünü
Unutulmaz gün o gürdür vatandaş
HİCRANİ
BAYBURDUN KURTULUŞU
Ne günlerdii ulu Tanrım merhametsiz bir düşman
Akıtıyor zalim eli yurdumda sel gibi kan
Nasıl olmuş anlamadım dünkü köle efendi
Düşman saygısız bir sürü koca asrın bin fendi
Yerden gökten merhametsiz ölüm sağardı bize
Aciz kalıp koca millet gelsin diye tek dize
Silahı yok ekmeği yok evlat kalmamış elde
Yanıyordu asırlarca mamur olan bu belde
Kurtaracak kuvvet var mı diye düşman gülüyor
Her şehitle ümidimiz biraz daha ölüyor
Evladı yok tümü kalmış yemende kafkaslarda
Kimi yanmış kum çölünde kimi boğulmuş karda
Her doğan gün habercisi matemlerin yasların
Eriyordu kan selinde örtüsü beyaz karın
Nice masum diri diri taşhanlarda yanıyor
Göğe bakıp ulu Tanrım kaderim bumu diyor
Her harabe köşesinde ağlayan inleyenin
Feryadına aldıran yok her dudakta bir enin
Hala bizde anlatılır kör kuyuda kırk kız var
Atlamışlar birer birer hala analar ağlar
Duyan ağlar yazan ağlar ağıtları düzen ağlar
Gönlü yaslı gözlerinden yaş yerine kan damlar
Nice nice öykü var ki biri birine benzer
Yıllar geçti de sönmedi yüreklerde bu keder
Bir top sesi tan atarken dedik allahuekber
Bir top sesi Bayburduma müjdeliyordu zafer
Hatice ALPTEKİN
BAYBURTUN KURTULUŞU
Bizlerin içinde yaşanan dün kü
Yesi hatırlatır, yirmi bir şubat
Kurtuluş gününü severiz çünkü
Rus’u hatırlatır yirmi bir şubat
Bin dokuz yüz on sekiz gitti ecel
Unutmaz acını Bayburtlu güncel
Üşüşen canavar şükür müeccel
Yası hatırlatır yirmi bir şubat
Yıkılınca Çarlık restini çeken
Ermeni zulmünü yerine eken
Kara bulut gibi Bayburt’a çöken
Pusu hatırlatır yirmi bir şubat
Mezalim Ermeni hepten zillette
Bayburt’un düştüğü elim illette
İçin için yanan dertli millette
Susu hatırlatır yirmi bir şubat
Yıkılmış ocağı duman tüllerde
Rezalet diz boyu bizim illerde
Istırap içinde suskun dillerde
Küsü hatırlatır yirmi bir şubat
Kahpenin giderken verdiği ziyan
Feryat figan çekti haberi duyan
Malı mülkü köyü insafsız soyan
Pisi hatırlatır yirmi bir şubat
Vehip Paşa’mızın uzandı eli
İmdada yetişip çekti gazeli
Bayburt’tan zalimi atan güzeli
Hası hatırlatır yirmi bir şubat
21 Şubat 2013
Numan Akkoyunlu
BAYBURT'UN KURTULUŞU
Şehitler diiyarı, tarihi müze,
Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt.
Ermeni'yi Rus'u getirdi dize,
Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt.
Kahramanlar bugün kalktı ayağa,
Haykırdılar birden ovaya, dağa,
Kurtuluş mührünü vurdular çağa,
Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt.
Kop Dağı , Soğanlı gelince dile,
O zaman yiğitler verdi el ele.
Ocakta kaynardı sadece çile,
Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt.
Rus ordusu yollarını bağladı,
Ermeniler yaktı, yürek dağladı.
Çoruh Nehri feryat edip ağladı,
Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt.
Şehit Osman unutmadı hiç dünü:
Bayburtlunun yakıldığı o günü.
Mahşer idi Saat Kule'nin önü,
Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt.
Aslan Dağı Duduzara ses verdi,
Ordumuz gururla şehire girdi.
Kale ayağına gönlünü serdi,
Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt.
Kardı, fırtınaydı, soğuk, ayazdı,
İnsanım bu yerde destanlar yazdı.
Rus'un, Ermeni'nin mezarın kazdı.
Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt.
Şair Zihni, Dede Korkut diyarı.
Eyledi Hicrani, Celali zarı.
Dile gelir bugün türküsü, barı,
Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt.
Ey gencim unutma sakın atanı!
Toprağın altında sessiz yatanı.
Kanla kurtardılar kutlu vatanı,
Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt.
Eşgünoğlu, ateş düşer serime.
Çok zulüm edildi kadın, erime.
Allah rahmet etsin şehitlerime,
Yirmi Bir Şubat'ta kurtuldu Bayburt.
Mevlüt EŞGÜNOĞLU
BAYBURTUN KURTULUŞU
Düşmandan kurtulduk yirmi bir şubatta,
Mevla’m göstermesin o günleri bir daha
Kurtuluşu kutlarız senenin bu ayında,
Kurtuluş Bayramımız kutlu olsun
Millet olarak çok acılar çektik.
Vatanımızı namusumuz bildik.
Yirmi bir şubatı gün olarak bayram seçtik.
Kurtuluş Bayramımız kutlu olsun
Bayburt’tur doğduğum memleket,
Layıktır her şeye bu aziz millet,
Daima baki kalacaktır bu devlet,
Kurtuluş Bayramımız kutlu olsun
Nice canlar gitti bu toprağa,
İhanet edilmesin o yüce bayrağa,
Mehmetçik feda oldu sancağa,
Kurtuluş Bayramımız kutlu olsun
Atalarımız bu vatanı bize emanet etti,
Canlarını verip şehit olarak gitti,
Allaha şükürler olsun o günler bitti.
Kurtuluş Bayramımız kutlu olsun
Resul AYDIN
21 ŞUBAT
Tarihlere yazmışsın, canınla bu şanlı cengi,
Kalenin burçlarına serpilmiş, kanının al rengi.
Genç Osmanın şu Cihanda yoktur kahraman dengi,
... Kutlu olsun Bayburt'um, Yirmi bir Şubat Bayramın,
... Kutlu olsun Bayburt'um, Senin şanlı kahramanlığın.
Çoruh'un akışından ,buldun hürriyet yolunu.
Taşhanlarda yanıpta, onur doldurdun ruhunu.
Kim verirki düşmana, bu aziz Bayburt'unu!
….Kutlu olsun Bayburt'um, Yirmi bir Şubat Bayramın,
….Kutlu olsun Bayburt'um, Kanla yıkanan toprağın.
Top sesleri karışmış, "Allah, Allah" nidasıyla,
Toprakla su dirilmiş, atalarımın canıyla.
Bize emanettir şimdi, buralar her karışıyla,
... Kutlu olsun Bayburt'um, Yirmi bir Şubat Bayramın,
... Kutlu olsun Bayburt'um, Tarih yoluna akışın.
Duduzar'ın Kaleden, alıyor zaferin feyzini,
Kahpe düşmana dar etmişsin ata yerini.
Şair Zihni uzatta öpeyim kutsal elini,
…Kutlu olsun Bayburt'um, Yirmi bir Şubat Bayramın,
…Kutlu olsun Bayburt'um, Gök semaya haykırışın.
İyi bil kutladığın Bayramın yüce değerini,
Altın harflerle yazdılar, Kurtuluş Zaferini.
İyi bil kutladığın emanetin kıymetini,
….Kutlu olsun Bayburt'um, Yirmi bir Şubat Bayramın,
….Kutlu olsun Bayburt'um, Gardaş olan haklı namın.
Ali Dumlupınar
21 Şubat Derken
Yirmibir’de şubat bize
Kurtuluşa gün verirken...
Gün kut oldu cümlemize
Başlar göğe dek ererken...
Fidanların genç tazesi
Bayburt Çoruh müfrezesi
Plevne’nin ahizesi
Kop’ta çetin hat gererken...
Muhacirlik kader kısmet
Canlar cankeş, cana hasret
Kaymakamım şehit Nusret
Hal çareyi tam sererken...
Halit paşa gelse dile
Fevzi Çakmak paşa ile
Seve, seve; öle, öle
Yürekler bir, gönül birken...
Yükselirken Kenantepe
Bahıtlı da bir debdebe
Nice şeref şana gebe
Şehit, gazi; gül dererken...
Sadık teba denen illet
Rusla birlik zulüm, zillet
Soysuzluktan alçak millet
Meydanları boş görürken...
Bir vayvele acı şivan
Çavuşoğlu kana revan
Taş mağaza en son tavan
Arşak iti ip kırarken...
Tarihten al, al telin’i
Sor Haydar bey otelini
Unutma ha! katilini
Bayburtlu’luk sende varken...
Hamdulillah bu yurtluyuz
Hem Pulur’lu, hem Hart’lıyız
Baş eğmedik Bayburtluyuz
Yiğitlik bu kanda kâr’ken...
Vehip paşa peşte ordu
Dörtbir köşe dedi sordu
Çevreyleyip tüm Bayburdu
Mezalime; son verirken...
Agâh olduk agâh yola
Gemler vurduk bülbül dile
Aht eyledik sökmez hile
Gözümüzde yaş kururken.
............ Agahi - Dursun Bayrak
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi