BÖYLE BİR GÜN BABALAR GÜNÜ
Günümüzde pek de alışık olmadığımız bir gün Babalar Günü; Haziranın ikinci haftası olarak kutlanır. Babalarımızı da onların gönüllerini bugün adı altında anmak, onların bizler için ne kadar fedakar oldukları, yaşamımızın bir parçası oldukları, onlar olamadıkları zaman olmaz, onlar hayatımıza yön veren, gücümüz, kaynağımız dahası dayanağımız babalarımız. Onlar bizim her şeyimiz; hayatta kala bilmemiz için oların bizler için gece gündüz, yol iz demeden, yaz kış demeden açlığımızı, susuzluğumuzu dahası bizleri ayakta tutan tek güvencemiz babalarımız.
Her zaman söylerler: iki büyük yer vardır, biri baba ocağı, asker ocağı; askerlikte vatan toprağı tanırsın, baba ocağında da aile sıcaklığını, topluma atılmak için yetiştiğin töre, gelenek, görenek ve birey olarak varlığındır. Bir baba nasıl evladını topluma kazandıracağı yetiştirdiği terbiye ve güzel ahlakla övünür. Günümüzde babalık zor bir sosyal toplum işi; çünkü çok sorumluluklar isteyen bir etik ahlak kuralları gerektiren bir yaşam çizgisi belirleyen devletine, milletine, ailesine hayırlı bir evlat yetiştirmek ister. Onun için yirmi birinci yüz yıl çağımız; babalarımızın gelişen ve değişen dünyamızda bir çok sorumluluk, daha emin adımlarla ve güvenli bir gelecek için yetiştirilecek bir toplum zor görevleri katlanması gerektiriyor.
Oysa hep; Anneler günü, sevgililer gününü, kadınlar günü, kadın hakları günü gibi bir çok değişik gün adı altında çeşitli kutlamalar yapılıyor. Oysa ailenin anne şefkatinin yanında, ekonomik, sosyal yorgunluğunu, evin bütün yükümlüğünü sırtlanan, baba ocağını tüttüren babalar bu kadar sessiz kalınmamalıdır. Onlar bizim hayattaki teminatımız, ocağımızın kilidi, başımızın tacı, evimizin temel taşını oluşturan babalarımızdır. İşte Babama yazdığım şiirle analım:
O BENİM BABAM
O benim Babam
Bir dilim peynir, bir bardak çay
Çevreye türlü türlü kokular saçar
Sabahın köründe tezgahı açar
O benim babam
Bir elinde sefer tası yemeği,
Bir elinde kepek ekmeği,
Beklersin öğle yemeği,
O benim babam
Bir elinde süpürgesi
Bir elinde süzgeci,
Çilersin sokağı, işte ikindi kurağı
O benim babam
Bir elinde püsküllü,
Bir elinde kağıt torba kasesi,
Beklersin gelsin bu akşamda rızkı gereği
O benim babam
Bunca yılda gittiğin yollarda,
Kâra kalacak bir kasa malda
Hani ne biz üşüyelim nede meyvelerin
Nerde o beklediğin sobanın başı baba,
Nahit İMAÇ
05.05.2014