Bayburt’ta 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'ne destek vermek için Saat Kulesi Meydanında toplanan grup, İl Milli eğitim Binasının olduğu alana kadar “Kadına Şiddete Sıfır Tolerans”' pankartlarıyla yürüdü.
Etkinlikte, şiddet mağdurlarının başvurabileceği kurumların yazılı olduğu broşürler dağıtılarak, kadınlara bilgiler verildi.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Bayburt Valiliği’nin ortak hazırlamış olduğu broşürlerde, şiddete uğrayanlara, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM), ALO 183 Sosyal Destek Hattı, Cumhuriyet Başsavcılığı, Aile Mahkemeleri, Polis 155, Jandarma 156, Sağlık Bakanlığı Aile Hekimlerine başvurabilecekleri bilgisi verildi.
Yürüyüşe Vali Yardımcısı Halit Benek, Belediye Başkanı Hükmü Pekmezci, İl Jandarma Komutanı Albay Halil Murat Bilgiç, İl Milli Eğitim Müdürü Cengiz Karakaşoğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Müdürü Haluk Akkoyunlu, siyasi parti temsilcileri, stklar ve vatandaşlar katıldı.
Öte yandan düzenlenen etkinlik öncesinde AK Parti Bayburt Kadın Kolları ve KADEM Bayburt Temsilciliği tarafından bir basın açıklaması gerçekleştirildi.
AK Parti Kadın Kolları Başkanı Dilek Ünver Atamer şu açıklamayı yaptı:
Biz AKKADINLAR olarak aşağıdaki çağrımızı sadece kadınlara değil, insanlıktan bir nebze nasibini almış herkese yapmak üzere, 81 ilimizde eşzamanlı olarak toplanmış bulunmaktayız.
Bizler AKPARTİ’nin 5 milyona yaklaşmış kadın üyesi adına, genel geçer cümleleri kurmak ve “dostlar alışverişte gözüksün” misali buluşmalar için toplanmadık.
Dünyada “KADIN” ve “ŞİDDET” kelimelerini kullanarak oluşturulmuş cümleler ile, ülkemizde ya da yurtdışında siyasi istismar yapanlar gibi üstünlük taslamak için de toplanmadık.
Sadece kendi rahatlığını ve konforunu düşünüp, her fırsatta sahte gözyaşları dökenler gibi olmak için de burada değiliz.
17 yılı aşkın iktidarımızda, her daim ortaya koyduğumuz samimiyet ve sorumluluk bilincimizle bu derinden kanayan yaraya derman olmaya çalıştık.
“Kadınlara Karşı Ayrımcılık Irkçılıktan Beterdir” diyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve değerli hanımefendinin, her platformda göstermiş oldukları samimi duyarlılıkları milletimizin malumlarıdır. Yıllardır sürdürdükleri kapsamlı mücadeleler ile kadına ve aslında insana yakışır hak ve adaletin tesisinde büyük kazanımlar elde edilmiştir.
Bu dönem içinde, gerek partimiz gerekse kurulan tüm hükümetlerimiz ve özellikle de kadından sorumlu bakanlarımızın tavizsiz mücadeleleri ve saygın çabaları apaçık ortadadır. Bugüne kadar kadınların yaşadığı sorunlarla ilgili yapılmış yasal düzenlemelerle kadınlarımızın ekonomi, siyaset, bilim ve eğitimde güçlendirilmesine önemli katkılar sağlanmıştır.
Hal böyle iken her “kadın” konusu gündeme geldiğinde veya acı bir hadise yaşandığında devletimizle dayanışma yerine bir takım çevrelerin, bu meseleyi istismar etmeleri, kendi çirkin siyasetlerine malzeme yapmaları da bir başka hakikattir.
Dolayısıyla biz bugün öncelikle herkesi genel geçer açıklamalar yapmak yerine SAMİMİYETE davet ediyoruz.
Yaşanan acıların, ilkelliklerin, cehaletin yurdumuzda ve dünyanın her yerinde son bulması için kadınlar ve erkekler olarak, hep birlikte gerçek anlamda bir dayanışmaya davet ediyoruz.
Laf ola beri gele türden açıklamalardan bıktık. Bir annenin, bir genç kızın ya da sadece bir insan olarak, yaşama savaşı veren mazlum bir kadının, köşesinde Allah’a yakarırken, bir başkasından yardım dahi alamadan can vermesi hiçbir siyasete malzeme yapılamaz.
Sözkonusu bir insanın yaşamı olduğunda, siyaset dahil her şey ayaklarımızın altındadır.
Biz AKPARTİ’li kadınlar olarak önce İNSANIZ, sonra KADINIZ.
Dünyadaki hiçbir kazanım, güç veya makam bir kadının yaşam hakkından daha değerli olamaz.
Bugün gerçekten bir dayanışma günü ise, başta HDP Diyarbakır İl başkanlığı önünde yavrularına kavuşma acısıyla gözyaşı döken analarımızın haykırışlarına kulak verilmelidir.
Her türlü terör örgütü lanetlenerek, annelerimizin taleplerinin karşılanması için dürüstçe somut adımların atılmalıdır.
Gerçekten dayanışma günü ise, sokakta yürüyen tüm kadınların kılık ve kıyafetine bakılmaksızın, yaşam tercihini veya inancını öne çıkarmadan, tüm siyasi partiler tutarlı ve ortak tavır içinde olmalıdır.
Bugün kadına şiddet konusunda dayanışma mesajı verilecekse, öncelikli olarak bir grup başkan vekili, partisinden olmayan kadın grup başkan vekiline haddini bildirme hadsizliği gösterdiğinde, bizzat kendi partisinin binlerce kadın üyesi tepki vermelidir.
Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, yeryüzünde sözde gelişmiş topluluklar kendi ülkelerindeki islamofobya örneklerine, inanç ve yaşam özgürlüklerine ilişkin saldırılara karşı durmalıdır.
Ülkemizde 6 milyona yaklaşan her dinden ve Irktan gelmiş mültecilere ve özellikle de Suriyelilere gösterilen insani duruşu görülmeli ve takdir edilmelidir.
Bu samimiyeti göstermeksizin, münferit hadiseleri Türkiye’deki iktidarı, lideri veya dolaylı olarak milletimizi rencide etmek, aşağılamak ve siyasal bir fırsata dönüştürmek isteyenlere karşı dün olduğu gibi, bugün de SESSİZ KALMAYACAĞIZ.
Dünyanın bir düzen içinde gidebilmesi için her meselenin belli bir adalet ve hakkaniyet içinde yürütülmesi gerekmektedir.
Şiddetin dini, inancı, kültürü veya milliyeti olmaz.
Katliam her yerde katliamdır, kimse savunamaz ve sonuna kadar da katiller ile mücadele şarttır. “Zalimin zulmü varsa, mazlumun da Allah’ı vardır.” Sözüne uygun olarak biz AKKADINLAR, yeryüzünde Allah’ın verdiği canları korumak için her türlü mücadelede yer alacağımızı yineliyoruz, samimi olan her dayanışma çabasına da VARIZ diyoruz.
Devlet olarak da, parti olarak da bizler ne kadar sorumluluklarımızın bilincinde olsak da; biliyoruz ki bu ahlaksız, acımasız ve aşağıların aşağısı konumdaki canavarların, zalimlerin ve katillerin bitmez tükenmez saplantıları, bozuk ruh ve karakterleri ve daha pek çok sapkın düşünceleri dünyada yayılarak artmaktadır.
Bu acı hadisler karşısında ülkelerin, şehirlerin, mahallelerin veya apartmanların içine münferit olarak yayılmış, adeta birer virüs gibi sızmış bu hastalıklı hücreleri teker teker ayıklayıp bertaraf etmek için tüm tarafları dayanışmaya davet ediyoruz.
AK Kadınlar, olarak bizler ilk günkü hassasiyetimiz ve titizlikle, bu konuda tavizsiz duruşumuzu göstermeye devam edeceğiz.
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde, her türlü şiddete karşı TURUNCU ÇİZGİMİZİ çekiyoruz.
Aynı duyarlılığa sahip toplumumuzun tüm bireylerini de turuncu çizgilerini çekmeye davet ediyoruz.